Zimbabve ve Arjantin'den sonra dünyanın en yüksek enflasyona sahip üçüncü ülkesi olan Türkiye'de, hükümetinin son iki yıldır uyguladığı enflasyonla mücadele programına rağmen fiyat artışlarına engel olunamıyor.

Ekonomistlere göre hem tüketiciler hem de şirketler Türkiye ekonomisinde ve siyasetinde yakın geleceğe dair güvensizliği aşamıyor

16 ay aradan sonra ilk kez yükselişe geçen aylık enflasyon, Eylül'de yüzde 3,23 ile beklentilerin çok üzerine çıktı. Eylül 2024'te yüzde 50 seviyesinde olan tüketici enflasyonu, Eylül 2025'te yüzde 33,2'ye gerilemiş olsa da hâlâ Avrupa ülkeleri içerisinde açık ara en yüksek enflasyon olmaya devam ediyor. Uzmanlara göre, Türkiye'de fiyat artışlarının kontrol altına alınamamasının temelinde hükümetin kamuda tasarruf ve mali disiplinindeki eksiklikler ile hukuk ve siyaset alanındaki belirsizlikler etkili oluyor. Ekonomistlere göre hem tüketiciler hem de şirketler Türkiye ekonomisinde ve siyasetinde yakın geleceğe dair güvensizliği aşamıyor.

Enflasyonda düşüş beklenirken yükseliş yaşandı

Türkiye İstatistik Kurumu'nun açıkladığı Eylül ayı enflasyon verilerinin beklentilerin çok üzerinde gelmesi, "Enflasyonla mücadele neden başarısız?" sorusunu yeniden gündeme getirdi. TÜİK verilerine göre Eylül 2025 döneminde Tüketici Fiyat Endeksi aylık yüzde 3,23 oranında artış gösterirken, yıllık enflasyon yüzde 33,29 oldu. En yüksek ağırlığa sahip üç ana harcama grubunun yıllık değişimleri; gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 36,06 artış, ulaştırmada yüzde 25,30 artış ve konutta yüzde 51,36 artış olarak gerçekleşti. Okulların açıldığı Eylül ayında eğitim harcamalarındaki yıllık artış ise yüzde 66,1 oldu. Enflasyon verilerinin açıklanmasının ardından gün içinde Borsa İstanbul yüzde 1,8 seviyelerinde gerilerken, Bankacılık Endeksi'ndeki kayıp ise yüzde 3'ü buldu.

Öğr. Üyesi Kamil Yılmaz: Ekonomi yönetiminin son bir buçuk yılda faizleri yüksek tutmasına rağmen, enflasyonun beli bir türlü kırılamıyor

Koç Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Kamil Yılmaz, enflasyonun bir türlü kontrol alınamamasının en önemli sebeplerinden birinin hizmet sektöründeki fiyat artışları olduğunu söylüyor. Konut, ulaştırma ve gıda fiyatlarındaki artışların hız kesmeden sürdüğünü ifade eden Prof. Yılmaz, "Ekonomi yönetiminin son bir buçuk yılda faizleri yüksek tutmasına rağmen, enflasyonun beli bir türlü kırılamıyor. Geleceğe dair enflasyon beklentileri yüksek kaldıkça da fiyatlama davranışları değişmiyor. O nedenle şirketler, ürün ve hizmet fiyatlarını sürekli artırmaya devam ediyor. Bu durum ne yazık ki iyiye alamet değil" diye konuşuyor. Sadece Merkez Bankası'nın faiz politikası ile enflasyonla mücadele etmenin işe yaramadığına vurgu yapan Yılmaz'a göre, hükümetin bir an önce bütçe harcamalarını azaltacak önlemler alması gerekiyor.

Bakan Şimşek, enflasyonun düşüş eğiliminde olduğunu söylüyor

Hükümet kanadı ise beklentileri aşan ve yükselişe geçen Eylül enflasyonuna rağmen enflasyonla mücadelenin kararlılıkla sürdüğünü ifade ediyor. Enflasyon verilerinin ardından sosyal medya hesabından bir açıklama yapan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, enflasyonun düşüş eğiliminde olduğunu vurgulayarak, "Eylül'de yüksek gerçekleşen aylık enflasyonda gıda fiyatları belirleyici oldu. Zirai don ve kuraklık kaynaklı gıda enflasyonu uzun dönem eylül ayı ortalamasının 3 puan üzerinde gerçekleşti" dedi. Ekonomiden Sorumlu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da sosyal medya hesabından bir değerlendirme paylaşarak, "Eylül ayına özgü faktörlerin etkisiyle yıllık enflasyon geçici olarak artış gösterse de, yürüttüğümüz ekonomi programı doğrultusunda enflasyonla mücadelemiz kararlılıkla sürüyor" açıklaması yaptı.

Dolar yeniden yükselişte, euro geriledi! 5 Aralık 2025 döviz kurları açıklandı
Dolar yeniden yükselişte, euro geriledi! 5 Aralık 2025 döviz kurları açıklandı
İçeriği Görüntüle

Prof. Dr. Yeldan: Merkez Bankası'nın elindeki tek araç olan faiz ile enflasyonu yenmek mümkün olmayacak

Kadir Has Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alp Erinç Yeldan'a göre, ekonomi yönetiminden gelen olumlu açıklamalara rağmen enflasyondaki tablo yakın gelecek açısında parlak değil. Fiyat artışlarının pek çok sektörde 'yapışkan' hâle geldiğini ve durdurulamadığını dile getiren Prof. Yeldan, "Fiyat politikaları dirençli enflasyon beklentilerine göre belirleniyor ve bu nedenle enflasyonun beli kırılamıyor. Ekonomide artık 'parasal' olmayan, Türkiye tipi bir enflasyon yaşıyoruz. Sadece faiz yoluyla ve rastgele döviz müdahaleleri ile enflasyonu hafifletmeye çalışıyoruz" şeklinde konuşuyor. Türkiye'de hukukun üstünlüğünün kurulmadan ekonomik kararlara olan güvenin sağlanamayacağını belirten Prof. Yeldan, şunları kaydediyor: "Güven olmayınca ev sahiplerinden şirketlere, aracı kurumlardan tekel ağlarına kadar tüm kesimler, mevcut belirsizliklere karşı kendi rantlarını korumak için yüksek fiyatlar koymaya devam ediyorlar. Uluslararası hukuk normlarına dayalı bir karar alma süreci yaratmadan, Merkez Bankası'nın elindeki tek araç olan faiz ile enflasyonu yenmek mümkün olmayacak. Maalesef Türkiye'nin zayıf koalisyon hükümetleri ile yönetildiği ve 'kayıp 10 yıl' olarak nitelendirilen 90'lı yılların enflasyon ortamına geri döndük."

Prof. Aslanoğlu: Faiz indirimi sert bir şekilde duracak

Piyasalarda en çok merak edilen konu ise yükselen enflasyon nedeni ile faiz indirimlerinin yeniden durup durmayacağı. İstanbul Bilgi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, Merkez Bankası'nın Eylül enflasyonun yüksek geleceğine dair önceden uyarı yaptığını hatırlatarak, "Uzun vadeli baktığımızda, enflasyonda bir düşüş var" diyor. Öte yandan Eylül verileri ile birlikte yıl sonu enflasyon beklentilerinin yaklaşık 2 puan yükseldiğini, bunun politika faizinin de yıl sonunda beklentinin 2 puan üzerinde seyredeceği anlamına geldiğini dile getiren Prof. Aslanoğlu, şunları söylüyor: "Yıl sonu enflasyonu için piyasaların beklentisi yüzde 29-30'du. Buna göre de faizin yüzde 35-36'ya inmesi bekleniyordu. Ancak son verilerden sonra, yıl sonu enflasyonunun yüzde 31-32 seviyesinde olacağı, dolayısıyla faizin de en fazla yüzde 37-38 civarında olması beklenmeli. Dolayısıyla Merkez Bankası, yıl sonuna kadar faiz indirimleri devam edecek; ancak piyasa beklentisinden daha az bir indirim olacak. Özellikle Ekim ayı toplantısında faiz indiriminde sert bir fren görebiliriz."

Kaynak: Haber Merkezi