Türkiye’nin ve dünyanın içinde geçtiği dönemleri, insan tiplerini çizgilerle, eleştirel ve esprili bir dille anlattığı karikatürleri on yıllık dönemlere ayrılıyor. Bu dönemlerin içinde kendine has hayran kitlesine sahip Abdülcanbaz’ın ve Hababam Sınıfı’nın da oluşumuna tanıklık ediliyor. Selçuk’un ulusal ve uluslararası başarıları, onun söyledikleri ve ona söylenenler eşliğinde çıkılan bu yolculukta Turhan Selçuk’un portresi, sanatı ve çok sevdiği insanlığa bıraktığı mirası izlenebiliyor.
1950’lerde oluşturduğu çizgi diliyle Turhan Selçuk’un ünü uluslararası boyuta ulaştı. Karikatürleri dünyanın önde gelen mizah, sanat, siyaset dergilerinde ve gazetelerinde yayımlandı. Yabancı ajanslar karikatürlerini dünyanın dört bir yanına dağıttı. Türkiye’ye uluslararası ödüller kazandırdı. Karikatür; aydınlanmanın sanatıdır diyen Selçuk. Rönesans’la birlikte başlamış, 18. yüzyılda doğmuş olan karikatürü Türkiye'de sevdirmeye çalıştı.. Akılcı bir sanat olarak tanımladığı karikatür, akla ve zekâya dayalıdır derdi. Turhan Selçuk, onun için karikatürcü toplumun önünde giden sorumlu bir kişiliğe sahiptir derdi. Ama sanatçılar biraz da hayalperesttirler diyebiliriz diye de eklerdi.
