Dünya genelinde her yıl yaklaşık 50 milyon kişiyi etkileyen ve her 3 saniyede bir can alan sepsis, yoğun bakımlarda en büyük tehditlerden biri olmaya devam ediyor. 13 Eylül Dünya Sepsis Günü dolayısıyla açıklamalarda bulunan Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Doç. Dr. Fethi Gül, antibiyotik direncinin ürkütücü boyutlara ulaştığını söyledi.
"100 hastadan 80’inde antibiyotik işe yaramıyor"
Doç. Dr. Gül, yoğun bakım hastalarında üst solunum yolu, kan dolaşımı ve üriner sistem enfeksiyonlarının öne çıktığını belirterek, şunları söyledi:
"Bazı patojenlerde antibiyotik direnci yüzde 80’lere ulaşmış durumda. Yani yüz hastadan 80’inde antibiyotikler işe yaramıyor. Sadece 20 hastada yanıt alınabiliyor. Bu, inanılmaz korkunç bir tablo."
Toplumda yaygın görülen kontrolsüz antibiyotik kullanımının direnci körüklediğini vurgulayan Gül, antibiyotik başlanması ve sonlandırılmasının yalnızca hekim kontrolünde yapılması gerektiğini hatırlattı.
Yoğun bakım yatakları uygunsuz kullanılıyor
Türkiye’de yaklaşık 50 bin yoğun bakım yatağı bulunduğunu, bunun 18 bininin üçüncü basamakta yer aldığını aktaran Gül, uygunsuz yatışların sepsis tedavisini zorlaştırdığını ifade etti.
"Hayati tehlikesi olmayan hastaların uzun süre yoğun bakımda kalması, hem gerçek yoğun bakım ihtiyacı olan hastaları olumsuz etkiliyor hem de dirençli mikroorganizmaların yayılmasına zemin hazırlıyor" dedi.
"En büyük küresel kriz: Post-sepsis sendromu"
Sepsisten kurtulan hastaların da ciddi risk altında olduğuna değinen Gül, "Hayatta kalanların yüzde 50’sinde post-sepsis sendromu gelişiyor. Kas güçsüzlüğü, yeme bozuklukları, depresyon ve enfeksiyon riski devam ediyor. Özellikle yaşlılar ve çocuklar en savunmasız gruplar" diye konuştu.
Korunmada hijyen, antibiyotik kullanımının denetimi ve aşılamanın hayati önem taşıdığını vurgulayan Gül, sonbaharda özellikle grip ve pnömokok aşılarının riskli gruplar için mutlaka yapılması gerektiğini söyledi.




