Saç dökülmesi, tarih boyunca pek çok insanın karşılaştığı ve endişe yaratan bir sorun olmuştur. Günümüzde ise bu problem, birçok kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bir hale gelmiştir. Saç dökülmesinin nedenleri ve çözüm yolları hakkında önemli bilgiler veren Sade Poliklinik Saç Ekim Uzmanı Görkem Çalışkan, konuya dair önemli açıklamalarda bulundu.Saç Ekim Uzmanı Görkem Çalışkan

“Saç ekim yaşı 22’li yaşlara düşmüş durumda”

Saç ekimi için en uygun adayın, sağlık durumu ve donör alanı elverişli aday olduğunu belirten Çalışkan, “Kulak arkası ve ense kısmındaki alanı biz donör alanı olarak kabul ediyoruz. Bu alandaki saç köklerini hastamızdan alıp, özel bir işlem sonrasında şikayetçi olduğu alana ekimini gerçekleştiriyoruz. Kişinin şikayetçi olduğu alan ile donör eşitliği tamamen uygunsa, sağlıksal durumu elverişli ise saç ekimi gerçekleştirilebilir. Yaş grubu olarak daha önceki senelerde biraz daha ileri yaş seviyelerinde 40 yaş üstü veya 35 yaş minimum gibi ilerliyorduk. Günümüzde maalesef bu yaş 22-23’lü yaşlara düşmüş durumda. Tabi ki kimseyi çözümsüz bırakmıyoruz, saç ekimi ile herkesi hayallerine kavuşturuyoruz.” dedi.

“Kişi hangi tekniğe uygunsa o tekniği uyguluyoruz”

Çalışkan saç ekim işlemlerinde 3 yöntemin kullanıldığını vurguladı. FUE, DHI ve hibrit tekniklerinin öne çıktığına değinen Çalışkan, “Kişinin şikayetine dayalı açıklık oranı ve donör yapısı değerlendirildiğinde hangi tekniğe uygunsa kişiye o tekniği uyguluyoruz.” İfadelerini kullandı.

“FUE tekniği ile doğal görüntü sağlanabiliyor”

Çalışkan, “FUE tekniğinde özellikle safir FUE işlemi ile işlemi gerçekleştiriyoruz. Bu sayede iyileşme oranı daha iyi hale geliyor hem de daha yüksek saç ekimine hastayı taşıyabiliyoruz. Aynı zamanda FUE de şunu çok iyi başarıyoruz, işlem sonrası bizim için en önemli olan hususlardan biri işlemin doğal olmasıdır. Herkes yoğun saç görünümü olacak mı diye geliyor, evet bizler donörün el verdiği kadarıyla saç görünümünü yoğun bir hale getiriyoruz fakat bizim için en önemli husus doğal görünmesi. FUE tekniği ile de doğal görünümü başarılı bir şekilde gerçekleştirebiliyoruz.” şeklinde konuştu.

Saç ekim süreci nasıl ilerliyor?

Çalışkan, saç ekiminden önce hastalarla özel plan yapıldığını belirtti. Çalışkan, “İşlem öncesinde açıklık ve donör oranını değerlendiriyoruz. Hastamızın tedaviye uygunsa hastamızı bilgilendiriyoruz. Hastanın bizden beklentisi nedir, Hastaya ne verebiliriz önemli olan kısım aslında bu. Müşterinin beklentisini karşılayabiliyorsak hastamızla işlem planlamasını gerçekleştiriyoruz. Hasta ile işlem planlamasını gerçekleştirdikten hemen sonra detaylı kan tahlili alınan, tamamen sağlıksal test kısmı dediğimiz kısma geçiyoruz. Hastamız bu kısmı da geçerse devamında 10 günlük bir iyileşme süreci geliyor. 10 günlük iyileşme sürecinde hastalarımızı klinikte kontrol ve yıkama işlemine çağırıyoruz, tedavi tamamlandıktan sonra hastalarımız özgürce hayatlarına devam edebiliyorlar.” diye konuştu.

“Saç ekilen bölge iyi korunmalı”

Saç ekimi sonrasında önemli olanın saç ekilen bölgeyi iyi korumak olduğunu aktaran Çalışkan “Bizim için önemli olan şey, 10 günlük sürecinde hastamızın saç ektiğimiz bölgeye eliyle herhangi bir temasta bulunmaması, darbe almaması ve güzelce korunması. Mümkün olduğu kadar tozlu ve rüzgârlı ortamlarda bulunmayıp, olabildiğince enfeksiyona karşı kendini korumalı ve saçı hiçbir şekilde bir yere temas etmemeli. Hastalar 10 günlük sürecin çoğunu yatarak geçirdiğinde kesinlikle ödemle karşı karşıya gelmemekte hem de bu konforun ardından güzel bir sonuçla karşı karşıya gelmektedirler.” dedi.

Saç ekimi sırasında hangi tür anestezi uygulanır?

Çalışkan, işlem sırasında lokal anestezi kullandıklarını ve hastalarının uygulanan bölgeyi hissetmediklerini söyledi. Hastalarla işlem sırasında sohbet edebildiklerini açıklayan Çalışkan, “Aynı zamanda hastalarımıza hiçbir şey hissettirmeden, konforlarını bozmadan işleme devam ediyoruz. Artı olarak da panik hisseden, kendini endişeli hisseden, yerinde duramayan, psikolojik anlamda olumsuz hisseden kişilerde ufak bir sedasyon desteği de anestezi hekimi eşliğinde uygulanabilmekte” ifadelerini kullandı.

“Ekilen saçlar 1,5 sene çıkmaya devam eder”

Çalışkan, “İşlemden sonra onuncu gün hastalarımızın da bizlerin de en sevdiği gündür aslında çünkü hastamızda işlem sonrası bir kabuklanma meydana gelir. Saç ekilen kısımdaki kabuklar onuncu gün de temizleniyor. Kabuk temizlendikten sonra hastamız ektiğimiz saçları görmeye başlıyor. Bu da hastanın ilk görüntüsü olmuş oluyor. Sonrasında ilk bir ay içinde ektiğimiz saç kökleri, kendini yenileme amacıyla bir döküntüye maruz kalıyor. Saç telleri yüzeysel olarak kırılıyor ve dökülme başlıyor. Buna biz “çok döküm” diyoruz. Çok döküm sürecinin hemen ardından ise hastalarımızda başka bir süreç başlıyor. Üçüncü, dördüncü aylarda tüy tüy ve düzensiz çıkan bir saç görüntüsü, altı ve yedinci aylarda ise daha gürleşmiş, daha dolu, daha düzgün bir saç görüntüsü ortaya çıkıyor. Hastalar genelde dokuzuncu ve onuncu aylarda memnun olmaya başlarlar.  Fakat ekilen saçlar tam 1,5 sene boyunca çıkmaya devam etmektedir.” diye konuştu.Saç Ekim Teknikleri

“İnsan sağlığı bizim için çok önemli”

Poliklinik olarak insan sağlığını çok önemsediklerini vurgulayan Çalışkan, “İnsan sağlığı her şeyin başında gelmektedir, Saç ekimi uygulayacağımız hastaya özellikle işlem öncesi detaylı teknikler uyguluyoruz. Kişinin sağlık durumunun elverişli olmasını, yaş durumunu ve iyileşme oranını masaya yatırıyoruz. Bütün bu işlemlerden sonra saç ekimi gerçekleşiyor, kişi buradan sağlıklı ve doğal bir saç ekimi ile çıkıyor. Sade poliklinik bu konudaki en büyük artımız, saç ekimi konusunda günde sadece bir hasta kabul etmekteyiz. Bu durum işimizi tamamen özenle, yavaş yavaş, ince dokuyarak yaptığımızın göstergesi.” şeklinde konuştu.

“Saç ekiminde öncelik fiyat olmamalı”

Çalışkan işlem fiyatların tekniğe bağlı olarak değişiklik gösterdiğini söyledi. Çalışkan, “Kişinin ihtiyacına ve uygulanacak tekniğe göre fiyatlarda değişim söz konusu oluyor. Günümüzde maalesef ucuzluk anlayışı ön plana çıkmaya başladı. Saç ekimi işleminin ucuz olması, iyi olduğu anlamına gelmez. Saç ekim işlemi ucuza yapılıyorsa, az önce bahsettiğim gibi günde bir hasta yerine, üç hastaya dört hastaya işlem uygulayabilir bu yerler. Bu durum işlemin düzgün uygulanması ve sağlık için sorun teşkil edebilir. O yüzden saç ekimi yaptırılacaksa öncelikle fiyat olmamalı. Ne işlem yapılacak, hangi işaret yapılacak, hangi teknikle yapılacak, işlemi yapacak yer poliklinik mi, hastane mi, bu konuların iyice araştırılması gerekiyor. Başvuracağınız yer ruhsatlı bir yer mi, ilçe sağlık merkezlerine bağlı bir yer mi bunları araştırılmalı. Eğer işlemi yaptıracağınız yer bunlara sahipse kendinizi güvenle emanet edebilirsiniz.” dedi.

PRP ve FUE tedavisi

Çalışkan, “PRP işlemini vücudumuzun bir nevi iyileştirici canlı hücreleri gibi düşünebiliriz. Özel bir tüp hastalardan kan alınır. Alınan kan özel bir işlemden geçer, hemen ardından bu canlı hücrelerin ayrışımı gerçekleşir. Bu kanımızın yüksek olan canlı hücrelerini enjektör ile çekip küçük iğneler ile uyguladığımız bir işlemdir. Basit ve pratik bir işlemdir. Saçın yaklaşık 3-4 milim kadar altına uygulandığında, bu kişilerde saç dökülme problemini yavaşlatma konusunda, saçınızın hacimlenmesini desteklemekte, aynı zamanda cilt kalitenizi arttırmaktadır. Hatta yüzümüze uygulandığında da yüzümüze daha canlılık, berraklık, daha taze bir cilt gibi uzun vadede etkileri bulunmaktadır. Ama saç ekimi işlemi tam tersi, saç olmayan bir yerden artık saç çıkmasını sağlayabildiğimiz bir işlemdir. PRP işleminde kesinlikle saç olmayan bir yerden başarı elde edemeyiz. Bunun için hastalarımıza genelde ön muayene sonrası detaylıca size ne tedavi uygulayabiliriz ne yapabiliriz bunları konuşuyoruz. Doğru hastaya, doğru tedavi, doğru planlama ve doğru işlem sonrası her hastayı mutlu edebilmek mümkün.” İfadelerini kullandı.

“Doğal ürünler kullanılabilir ama gerekli değil”

Doğal yağların belli miktarlarda kullanılabileceğini ileten Çalışkan, “Argan vb. yağlar uygulanabilir ama çok gerekli mi? hayır. Biz insanlara saç ekimi gerçekleştirirken şunu yapın bunu yapın diye sürüklemiyoruz. Biz o saçı ektik, bir planlama yaptık ne dediysek o oluyor ve yaptığın işten başarı ulaşıyor. Bizim tek isteyeceğimiz ekstra yöntem PRP ve Mezoterapi gibi uygulanabilecek, bir de ağızdan alınabilecek biyotin ve kreatin formunu içeren tabletler olabilir. Bunun haricinde hastalarımızın ekstra olarak bir şeyler sürmesine gerek yok. şeklinde konuştu.

Başdaş: Konak Belediyesi 60 milyon TL krediyi nereye harcadı? Başdaş: Konak Belediyesi 60 milyon TL krediyi nereye harcadı?

“PH derecesi düşük şampuan öneriyoruz”

Çalışkan, “Hastalarımıza mümkün olduğu kadar PH’ı düşük, içeriğinde aşırı kimyasal bulunmayan, belirli şampuanları öneriyoruz. Hastalarımız şampuanla birlikte vitamin takviyeleri alıyorsa, kendi saçı için bir adım atmaya başlamış oluyor.” diye konuştu.

Muhabir: Doğay Akın