Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, parti genel merkezinde basın mensuplarına açıklama yaptı.

Özçağdaş'a, Isparta Milletvekili Hikmet Yalım Halıcı, İstanbul Milletvekili Fethi Açıkel, Giresun Milletvekili Elvan Işık Gezmiş ve Çanakkale Milletvekili İsmet Güneşhan eşlik etti.

"Eğitimde fark yaratacak işler için bir yatırım bütçesine ihtiyacımız var” diyen Özçağdaş, “Adalet ve Kalkınma Partisi ilk iktidar olduğunda yüzde 17,18'di eğitime ayrılan pay. Bu sene itibarıyla yüzde 8,25, yarısından bile az bir durumda. Ecevit hükümetlerinin yüzde 30'lara varan yatırımlarını zaten söylemiyorum bile. AKP dönemini AKP dönemiyle karşılaştırıyorum" dedi.

“100 bin kaçak personel var Türkiye'de”

Ücretli doktor, hemşire, polis ya da pilotun Türkiye’de olmadığını söyleyen Özçağdaş, şunları kaydetti:

Erdoğan: Başörtülü yargı mensuplarımız hakkında edep ve ahlak sınırlarını aşan hazımsızlıklara hepimiz şahit oluyoruz
Erdoğan: Başörtülü yargı mensuplarımız hakkında edep ve ahlak sınırlarını aşan hazımsızlıklara hepimiz şahit oluyoruz
İçeriği Görüntüle

"O alanın eğitimini almamış ama ameliyata giren bir doktor yok mesela. Siz diyelim ki ziraat mühendisisiniz hastanede ameliyata girmiyorsunuz değil mi? Ama milli eğitimde var. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin ciddiyet seviyesi budur. 100 bine yakın ücretli öğretmen var Türkiye'de. Ücretli öğretmenlerin atanmaları ve seçilmelerinde herhangi bir kriter yok. Dolayısıyla at bakıcısıysanız da öğretmen olabilirsiniz. Herhangi bir meslek alanından mezunsanız da olabilirsiniz. Tek kriter, siyaseten atanmış ve bunu da her atandıktan sonra koşarak AK Parti il binalarına giden Milli Eğitim Müdürlerinin doldurdukları kadrolar var. 1 milyon kişi kadro beklerken, 100 bine yakın insan üstelik de asgari ücretin altında yaşam seviyesine hapsedilmiş durumda. Devlet bile isteye kaçak işçi çalıştırıyor. 100 bin kaçak personel var Türkiye'de.”

“Çocuklar iş gören olamaz”

Özçağdaş, Mesleki Eğitim Merkezlerinde (MESEM) 2023 Eylül'den bu yana 16 çocuğun hayatını kaybettiğini söyleyerek, "En son 12 Kasım'da Alperen, hayatını kaybetti. Ben bu çocukların isimlerini her seferinde tek tek söylüyorum. Bunların her birisi, kokusunu içimize çekmeye doyamadığımız bir evlattır. Hükümet böyle görürse, belki bir çözüm bulabiliriz. Asansör boşluğundan düşeceksin, makineye kolunu kaptıracaksın, balkondan aşağı düşeceksin ve bunu bir iş eğitimi olarak adlandıracaksın. Bu bir faciadır, bu bir katliamdır. Böyle iş eğitimi falan olmaz. Mesleki ve teknik okulların öğretmenlerinin yetiştirdiği üniversite bölümlerini kapatacaksın. Sonra 'ben bu çocukları eğitimle işe hazırlıyorum' diyeceksin. Çocuklar iş gören olamazlar, iş öğrenen olmaları gerekir" dedi.