İzmir, kahve ticaretinde önemli bir yere sahipti

İzmir, 1300’lerin sonlarında bir liman şehri olarak stratejik konumuyla dikkat çekiyordu. 15. yüzyılda, Osmanlı’nın genişlemesiyle birlikte kahve, Yemen ve Habeşistan’dan Anadolu’ya ulaşmaya başladı. İzmir, bu dönemde kahve ticaretinde bir aktarma noktası olarak önem kazandı. 16. yüzyıla gelindiğinde, İzmir limanı, Yemen’in kahve çekirdeklerinin Avrupa’ya ve Osmanlı sarayına taşındığı bir merkezdi. Kemeraltı Çarşısı, kahve ticaretinin kalbi haline geldi; tüccarlar burada çekirdekleri tartıp satıyordu. Kahve, Osmanlı’da lüks bir mal olarak görülüyordu ve İzmir’deki Levanten tüccarlar, Avrupa’ya ihracatta kilit rol oynadı.

Kahve, İzmir'de yaygınlaştı

17. yüzyılda, İzmir’in kahve ticareti büyüdü; şehir, Osmanlı’nın en önemli limanlarından biri oldu. Kahve çekirdekleri, Yemen’den gemilerle İzmir’e getiriliyor, burada taş değirmenlerde öğütülüyordu. Osmanlı kahvehaneleri, İzmir’de de yaygınlaştı ve sosyal hayatın merkezi oldu. Kemeraltı’ndaki kahve atölyeleri, çekirdekleri kavurup ince toz haline getirerek yerel tüketime hazırlıyordu. Ancak, İzmir’de kahve tarımı yapılmıyordu; çekirdekler tamamen ithaldi. 18. yüzyılda, Avrupa’daki kahve talebi artarken, İzmir limanı İngiliz, Fransız ve Hollandalı tüccarların uğrak yeriydi. Kahve, pamuk ve ipek gibi ürünlerle birlikte İzmir’in başlıca ihracat kalemlerinden biriydi.

İzmir'de hangi ilçelerde elektrik kesintisi yaşanacak?
İzmir'de hangi ilçelerde elektrik kesintisi yaşanacak?
İçeriği Görüntüle

Kahvehane kültürü de arttı

18. yüzyılda, Osmanlı’nın modernleşme çabalarıyla birlikte İzmir’in kahve ticareti daha organize hale geldi. Limanda gümrük kayıtları tutuluyor, kahve ihracatı vergilendiriliyordu. Bu dönemde, Brezilya ve Kolombiya’dan gelen yeni dünya çekirdekleri de İzmir pazarına girmeye başladı. Kemeraltı’nda kahve kavurma ve öğütme işlemleri, zanaatkârlar tarafından sürdürülüyordu. Kahvehaneler, sadece içecek sunan yerler olmaktan çıkıp siyasi ve edebi tartışmaların merkezi haline geldi. İzmir’in çok kültürlü yapısı, kahve ticaretine çeşitlilik kattı; farklı harmanlar deneniyordu. Ancak, şehirde özgün bir “İzmir kahvesi” markası oluşmadı; ticaret, ithal çekirdeklere dayanıyordu. 19. yüzyılın başında, Osmanlı’nın çöküşü ve Cumhuriyet’in kuruluşuyla İzmir’in kahve ticareti yeni bir evreye girdi. 1920’lerde, Cumhuriyet hükümeti ihracatı teşvik ederken, kahve ithalatı devam etti. Kemeraltı’ndaki tarihi dükkânlar, kahve ticaretinin merkezi olmayı sürdürdü.

Kaynak: Haber Merkezi