Almanya'nın müstakbel şansölyesi Friedrich Merz, ABD'ye bağımlı olmayan güçlü bir Avrupa için önemli değişiklikler sinyali verdi. Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) seçim zaferinin ardından, Merz, Avrupa'nın güvenliği konusunda ABD'den daha bağımsız bir duruş sergilemesi gerektiğini vurguladı.
Merz'in bu açıklamaları, Almanya'daki hükümetin gelecekteki rotasında köklü bir değişimin habercisi olarak görülüyor.
Almanya’nın yeni güvenlik stratejisi ve borç freni reformu
Friedrich Merz, Almanya'nın müstakbel şansölyesi olarak, ABD'nin Avrupa'nın kaderine dair tutumunun değişmesi sonrasında Avrupa'nın güvenliğini sağlamak için daha bağımsız bir strateji oluşturulması gerektiğini belirtti. Merz, "Bir televizyon programında böyle bir şey söylemek zorunda kalacağımı asla düşünmezdim, ancak ABD hükümetinin Avrupa'nın kaderini pek de umursamadığı açık," şeklinde bir açıklama yaptı. Bu, Merz’in kariyerindeki önemli bir kırılma noktası olarak kabul ediliyor.
Almanya'nın dış güvenliği konusunda atılacak adımlar, ülkenin savunma harcamalarını artırmayı gerektirebilir. Bu, özellikle borç konusunda esneklik sağlanmasını zorunlu kılabilir. Merz, bu konuda Alman anayasasında değişiklik yapılmasının gerekeceğini belirtti. Borç freni reformunun, Almanya'nın gelecekteki hükümeti için en büyük zorluklardan biri olacağı ifade ediliyor.
Merz, hükümetin borçlanma sınırlamalarında değişiklik yapmadan önce Sosyal Demokratlar, FDP ve Yeşiller ile görüşmeler yapacağını açıkladı. Bu durum, özellikle sağcı AfD ve sol parti Die Linke'nin karşı çıkması nedeniyle iç politika açısından zorlu bir sürecin başlangıcını işaret ediyor.
Ortak Avrupa borcu ve Merz'in tutumu
Bir başka tartışmalı konu da Avrupa Birliği için ortak bir borçlanma mekanizması kurulması. Merz'in bu konuda tutumunun kısa vadede değişmesi beklenmiyor. Alman hükümetinin, AB'nin hükümet harcamalarına getirdiği sınırlamalardan muaf tutulması için bir çözüm arayışı içinde olabileceği ifade ediliyor. Ancak Merz’in Avrupa savunması için ABD'den bağımsızlık çağrıları, özellikle ortak Avrupa borcu konusunda yeni tartışmalara yol açabilir.
Merz, “ABD ile gerginlikler arttıkça, Avrupa’nın kendi savunma bütçesini finanse etmesi için ortak bir borç çözümüne yönelmesi gerekebilir” dedi. Avrupa'nın ABD'ye daha az bağımlı olmasına yönelik değişim, özellikle Fransa gibi ülkelerde olumlu karşılanabilir. Ancak, bu değişim Avrupa'nın büyük ekonomilerinin tutumlarını değiştirmeyi gerektirebilir.
Almanya'nın gelecekteki liderliği ve AB içindeki rolü
Almanya, Avrupa'nın en güçlü ekonomisi ve AB’nin önemli bir üyesi olarak, Merz'in liderliğinde daha etkin bir rol oynamayı planlıyor. Brüksel’deki analistler, Almanya'daki daha istikrarlı bir hükümetin, güçlü bir Alman liderliği ve Fransa ile daha yakın işbirliğini gündeme getireceğini belirtiyor. Bu, Fransız-Alman motorunu yeniden çalıştırarak AB’nin geleceğinde önemli bir dönüm noktası olabilir.
Merz'in Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile teknoloji politikası ve güvenlik gibi alanlarda işbirliği yapma olasılığı, AB içindeki liderlik rolünü güçlendirebilir. Ancak, Avrupa’daki sağcı AfD'nin muhalefeti ve Almanya’daki kamuoyu üzerindeki etkisi, bu süreçteki en büyük engellerden biri olabilir.
