Ege Port Limanı'na Bahama bayraklı "Odyssey Of The Seas", Birleşik Krallık bayraklı "Majestic Princess", Wallis ve Futuna Adaları bayraklı "L Austral" isimli kruvaziyerler demirledi. Gemilerden çoğunluğu ABD vatandaşı 8 bin 560 yolcu indi. Turistlerden bazıları ilçe merkezinde alışveriş yaparken bazıları ise İzmir'in Selçuk ilçesindeki Efes Antik Kenti ile Meryem Ana Evi'ni gezdi.

Meryem Ana Evi

Selçuk’a 9 km. uzaklıktaki Meryemana Evi, Bülbül Dağı’nın üzerinde bulunmaktadır. İsa’nın ölümünden 4 ya da 6 yıl sonra, St. John’ın Meryem Ana’yı Efes’e getirdiği bilinmektedir. 1891 yılında Lazarist papazlar, Alman rahibe A. Katherina Emerich’in rüyası üzerine, Meryem Ana’nın son günlerini geçirdiği evin, araştırmalar sonunda bu yer olduğunu ortaya çıkarmışlardır. Bu olay Hıristiyanlık dünyasında yepyeni bir buluş olmuş ve din alemine ışık tutmuştur. Haç planlı ve kıbbeli olan bu yapı daha sonra restore edilmiştir. Müslümanlarca da kutsal sayılan evde, Papa VI. Paul’un 1967’deki ziyaretinden sonra, her yıl ağustos ayının 15. gününde ayinler düzenlenmekte ve bu ayinler büyük ilgi görmektedir.

Efes Antik Kenti

Antikçağ’ın en önemli merkezlerinden biri olan bu mega şehir, tarih boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış. Efes Antik Kenti, hem stratejik konumu hem de iktisadi zenginlikleri ile öne çıkmış. İyonlar, Romalılar ve Bizanslılar gibi birçok uygarlığın izlerini taşıyan bu yerde, geçmişin sesi hâlâ kulaklarımızda çınlıyor. Buranın tarihsel önemi yalnızca siyasi ve ticari boyutlarıyla sınırlı değil; aynı zamanda dini inançların ve kültürel etkileşimlerin de merkezi olmuş. Antik dünyada yer alan en büyük kutlama alanlarından biri olan Artemis Tapınağı, burada yer alıyordu. Bu tapınak sayesinde, hem yerel halk hem de yabancı ziyaretçiler için bir ibadet ve toplanma yeri olmuş. Kültürel etkileşimlerin bir diğer göstergesi ise, buranın kütüphanesi. Celsus Kütüphanesi, dönemin en büyük kütüphanelerinden biri olarak, bilgiye ve öğrenmeye verdiği önemi yansıtıyor. Bu yapı, sadece bir kütüphane olmanın ötesinde, Antikçağ’ın öğrenim ve sanat merkezi olmuştur. Tüm bu nedenlerden dolayı, bu antik şehir sadece tarih meraklılarının değil, her yaştan gezginin ilgisini çekiyor. Geçmişteki ihtişamını ve derinliği hissedebilmek için burayı ziyaret etmek, insanı zaman yolculuğuna çıkarıyor. 

Efes Antik Kenti, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve bu süreçte oldukça görkemli mimari eserler ortaya çıkarmıştır. Bu eserler, sadece dönemin sanatı hakkında bilgi vermekle kalmaz, aynı zamanda o dönemdeki yaşam tarzını ve inançları da gözler önüne serer. Birçok gezgin gibi, ben de ilk olarak Efes’in Dört Kapı olarak bilinen ve antik dünyanın en muazzam yapılarından biri olan Efsus Kütüphanesi ile karşılaştım. Bu kütüphane, etkileyici görselliğiyle beni hemen büyüledi. Yüzlerce yıl önce burada bilgi ve kültür aktarıldığını düşünmek, insanı derinden etkiliyor. Ayrıca, Celsus Kütüphanesi‘nin yanındaki Antik Tiyatro, yaklaşık 25.000 kişilik kapasitesiyle dikkatleri üzerine çekiyor. Klasik yapısıyla, antik çağda burada düzenlenen eğlenceleri hayal etmek oldukça keyifli. Tiyatroda oturduğumda, sahnenin önünde geçmişte yaşanan olayların canlı bir şekilde gözümde canlandığını hissettim. Efes Antik Kenti’nde yürürken, her adımda bir başka eşsiz mimari eserle karşılaşmak mümkün. Artemis Tapınağı ve Büyük İskender Caddesi gibi yapılar, Anadolu’nun tarihsel zenginliğini somut bir şekilde ortaya koyuyor. Bu eserler, geçmişle olan bağımızı güçlendirirken, aynı zamanda bu görkemli şehri ziyaret eden her bireye derin bir deneyim sunuyor. Efes’i ziyaret ettiğimde, bu olağanüstü yapıları sadece görmekle kalmayıp, tarihine tanıklık etmek beni fazlasıyla etkiledi.

Antik çağda Efes Antik Kenti, sadece bir ticaret merkezi değil, aynı zamanda kültürel bir beşikti. Burada, farklı inançların ve geleneklerin iç içe geçtiği bir yaşam vardı. İnsanlar, çeşitli festival ve etkinliklerle bir araya gelir, hem sosyal hem de dini hayatın zenginliğini paylaşırdı. Benim en çok ilgimi çeken, bu dönemdeki tiyatro etkinlikleri ve sanat aktiviteleriydi. Efes, geniş bir tiyatro sahnesine sahipti ve burada gerçekleştirilen oyunlar, halkın ruh halini yalnızca eğlendirmekle kalmaz, toplumsal meseleleri de gündeme getirirdi. Ayrıca, şehirde bulunan zengin kütüphaneler, bilginin paylaşımına olanak tanırdı. Bu kütüphanelerde, felsefi tartışmalar ve edebi eserler, dönemin düşünürleri tarafından derinlemesine incelenirdi. Efes Antik Kenti, bu açıdan da düşünceye ve sanata verilen değeri yansıtır. Öte yandan, Kybele geleneği ile birlikte doğaya ve bereket tanrıçalarına duyulan saygı, Efes’in kültürel yaşamının önemli bir parçasını oluşturuyordu. Her yıl düzenlenen törenler, insanların ruhsal bağlarını kuvvetlendirirken, aynı zamanda toplum içinde huzur ve dayanışma sağlardı. Bu kalabalık ve canlı sosyal yaşam, Efes’in tarihi mirasını zenginleştirerek, bugünün gezginlerine de önemli bir perspektif sunmaktadır.

Kaynak: Haber Merkezi