Kulakta uğultu, ani işitme kaybı ya da ağrı gibi şikâyetler, çoğu zaman hafife alınsa da, kulak zarı yırtığı gibi ciddi bir sağlık sorununa işaret edebilir. Medipol Acıbadem Bölge Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Yasin Kulaksız, bu belirtilerin erken dönemde değerlendirilmesinin kalıcı hasarları önlemede kritik rol oynadığını belirtti.
Yüksek ses ve ani basınç farkı riski artırıyor
Konser, düğün gibi yüksek sesli ortamlarda veya ani patlama sesine maruz kalındığında kulakta uğultu ya da patlama hissi oluşabileceğini ifade eden Dr. Yasin Kulaksız, bu durumların kulak zarı yırtılmasının ilk belirtisi olabileceğini söyledi. Kulak zarının, hem sesin işitme kemiklerine iletilmesinde hem de orta kulağı dış ortamdan korumada önemli bir görev üstlendiğini vurgulayan Kulaksız, yırtılmaların genellikle iki grupta değerlendirildiğini aktardı.
Kulaksız, “Birincisi ani (akut) yırtıklardır. Barotravma (basınç değişimi), yüksek ses (akustik travma) ya da yabancı cisimle müdahale sonucu gelişebilir. İkincisi ise kronik orta kulak enfeksiyonlarına bağlı yırtıklardır” dedi.
Çoğu yırtık kendiliğinden iyileşebiliyor
Ani yırtıkların çoğunun kendiliğinden iyileşebildiğini belirten Kulaksız, kulak hijyenine dikkat edildiği ve su teması önlendiği takdirde yırtıkların %80’inin bir ay içinde kapandığını söyledi. İyileşme süresinin 1 ila 6 ay arasında değiştiğini ifade eden Kulaksız, bu süre sonunda kapanmayan yırtıklarda cerrahinin gündeme geldiğini bildirdi.
Akut yırtıklarda ağrı, uğultu, işitme kaybı, kanama ve baş dönmesinin sık görüldüğünü, kronik durumlarda ise akıntı, çınlama ve kademeli işitme kaybının öne çıktığını ekledi.
Geç müdahale kalıcı işitme kaybına neden olabilir
Tedavi edilmeyen kulak zarı yırtıklarının tekrarlayan enfeksiyonlara ve iç kulak hasarına yol açabileceğini ifade eden Dr. Kulaksız, “İletim tipi işitme kaybı başlangıçta geri döndürülebilir. Ancak enfeksiyon iç kulağa yayılırsa işitme kaybı kalıcı hale gelir. Bu yüzden 6 ay sonunda kapanmayan yırtıklarda cerrahi müdahale şarttır” diye konuştu.
Kulaksız, kesi yapılmadan, dış kulaktan girilerek gerçekleştirilen endoskopik onarım yöntemlerinin hasta konforunu artırdığını vurgulayarak, “Bu yöntemler estetik avantaj sağlarken, ağrısız olması ve hızlı iyileşme süreci ile de tercih edilmektedir” ifadelerini kullandı.