ABD, 1950’lerdeki askeri yardım ve NATO anlaşmaları, Türkiye’nin kendi silah/motor sistemlerini geliştirmesini fiilen engelleyen şartlar getirdi. Türkiye’de yüksek güçlü motor üretememenin temel nedeni, 2. Dünya Savaşı sonrası havacılık sanayisinin tamamen tasfiye edilmesi ve 1950’lerde ABD ile yapılan askeri yardım ile NATO entegrasyonu anlaşmalarının yerli motor geliştirmeyi doğrudan yasaklamasa da fiilen imkânsız kılacak şekilde bağımlılık yaratmasıdır.

2026’da kaç gün tatil olacak? Resmi ve dini bayramların tam listesi açıklandı
2026’da kaç gün tatil olacak? Resmi ve dini bayramların tam listesi açıklandı
İçeriği Görüntüle

1980’lerde ve 1990’larda özelleştirme politikalarıyla devlet eliyle teknoloji geliştirme kapasitesi iyice zayıfladı

Bu süreçte TUSAŞ gibi kurumlar sadece ABD jetlerinin bakım ve montajını yapacak şekilde konumlandırıldı. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sonrası uygulanan ABD ambargosu motor tedarikini kesti ancak bu kriz yerli üretim için bir fırsat olarak değerlendirilmedi. 1980’ler ve 1990’larda özelleştirme politikalarıyla devlet eliyle teknoloji geliştirme kapasitesi iyice zayıfladı. Jet motoru için kritik olan süper alaşımlı malzemeler, tek kristal türbin kanatları, seramik termal bariyer kaplamaları gibi teknolojiler Türkiye’de hiç geliştirilmedi. Bu malzemelerin üretiminde kullanılan vakum ergitme, yönlendirilmiş kristalizasyon gibi ileri imalat teknikleri için altyapı kurulmadı. Üniversitelerde malzeme bilimi ve havacılık mühendisliği alanlarında nitelikli insan kaynağı yetişmedi. Ar-Ge bütçesi savunma harcamalarının çok küçük bir kısmını oluşturdu. Özel sektör uzun vadeli ve riskli motor projelerine yatırım yapmaktan kaçındı. Lisanslı üretim anlaşmaları teknoloji transferini değil sadece montaj bilgisini getirdi. F404, F110, LM2500 gibi motorlar için know-why değil sadece know-how alındı. Test altyapısı yüksek irtifa test hücresi ve uçan test yatağı yıllar boyunca eksik kaldı. Yerli motor projeleri TEI TJ90, TF6000, BATU ancak 2010 sonrası başladı. Bu projeler için gereken 10-15 yıllık olgunlaşma süresi henüz tamamlanmadı. Sertifikasyon süreçleri EASA ve FAA eşdeğeri uluslararası standartlara uygun test ve uçuş verisi gerektiriyor ve bu zaman alıyor. Tedarik zinciri kritik parçalarda hâlâ yurtdışına bağımlı. Bu bağımlılık nedeniyle HÜRJET General Electric F404, ALTAY tankı Kore BATU veya Alman MTU, KAAN General Electric F110, MİLGEM ise MTU ve LM2500 motorlarıyla ithal güç sistemlerine bağımlı. Türkiye, 2. Dünya Savaşı’nda tarafsız kaldı ama Sovyet tehdidi altında eziliyordu; Stalin, Boğazlar ve Kars-Ardahan’ı istiyordu. Ordu, eski Alman silahlarıyla donatılmış, uçak tank ve yakıt yoktu. Ekonomi çökmüştü, dış borç 300 milyon dolardı, döviz rezervi ise sıfırdı. ABD, Truman Doktrini ile komünizme karşı yardım vaat etti ama şart koştu: “Bizim silahları alacaksın, bizim sistemlerimize entegre olacaksın.” Türkiye, NATO’ya girmek için bu şartları kabul etti; yoksa Sovyet işgali riski vardı. ABD, Marshall Yardımı’yla 100 milyon dolar verdi; bu para silah alımı için harcandı, Ar-Ge’ye değil. Kamuoyu, “Amerika dost, Rusya düşman” algısındaydı. ABD, Marshall Yardımı’nı kesebilir, döviz rezervini sıfırlayabilir, ihracat ve ithalatı ambargo ile engeller, ekonomi 6 ay gibi bir sürede iflas edebilirdi.

Kaynak: Haber Merkezi