Bu dönemde kırsaldan kente göç, sanayileşme ve ekonomik fırsatlar artışı tetikledi. 1950'lerde başlayan Türkiye genelindeki kentleşme dalgası, İzmir'i de etkileyerek nüfusu iki katına çıkardı. 1980'lerden sonra artış hızı yavaşlamaya başlarken, yıllık oranlar yüzde 2'nin altına indi.
İzmir'in stratejik konumu, göçü cazip hale getiriyor
Günümüzde yıllık nüfus artış hızı yüzde 0,8 ile Türkiye ortalamasının üzerinde seyrediyor. Bu oran, net göç ve doğal nüfus artışı sayesinde korunuyor. İzmir'in 2024 nüfusu 4,49 milyon kişiye ulaşarak üçüncü büyük il konumunu pekiştirdi. Son yıllarda doğurganlık hızının düşmesi, yaşlı nüfus oranını artırdı. Göçmen akını, özellikle Manisa ve Erzurum'dan gelenlerle nüfusu destekliyor. Kentleşme oranı yüzde 93'ü aşarak modern bir yapı kazandı. 2050'ye kadar nüfusun 5,6 milyona ulaşması bekleniyor. Bu büyüme, altyapı yatırımlarını zorunlu kılıyor. İzmir'in stratejik konumu, göçü cazip hale getiriyor. Son 10 yılda metro alanı nüfusu yüzde 1 civarında arttı. Ekonomik kalkınma, nüfus artışını sürdürülebilir kılıyor. Ancak yaşlanan nüfus, sosyal hizmetleri zorluyor. Gelecek projeksiyonlar, dengeli büyümeyi öngörüyor. İzmir, Türkiye nüfusunun yüzde 5'ini barındırıyor. Artış hızındaki yavaşlama, kaliteli kentleşmeyi teşvik ediyor. Şehir, demografik dönüşümle yeni fırsatlar yaratıyor.
İstanbul, Manisa ve Ankara en çok göç veren iller arasında yer alıyor. 1995-2000 döneminde Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden göç payı yüzde 24'e yükseldi
İzmir, son 50 yılda iç göçün önemli bir çekim merkezi olarak öne çıkıyor. Özellikle 1970-1985 döneminde kırsal alanlardan yoğun göç aldı ve nüfusu hızla arttı. TÜİK verilerine göre, İzmir'e en fazla göç Manisa'dan 186 bin kişiyle gerçekleşti. Mardin'den 130 bin, Erzurum'dan 126 bin kişi İzmir'e yerleşti. Konya 120 bin göçmenle önemli bir kaynak il oldu. Aydın'dan 84 bin, Afyonkarahisar'dan 83 bin kişi göç etti. Son yıllarda İstanbul, Manisa ve Ankara en çok göç veren iller arasında yer alıyor. 1995-2000 döneminde Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden göç payı yüzde 24'e yükseldi. Bu göçler, ekonomik fırsatlar ve kentleşme nedeniyle tetiklendi. İzmir'in net göçü, Ege ve Doğu Anadolu illerinden beslenerek nüfus artışını sürdürdü. 2008-2018 arası analizlerde Diyarbakır ve Mardin gibi iller de göç kaynakları olarak görüldü. Komşu iller gibi Manisa ve Aydın'dan gelen göç, bölgesel bağlantıları güçlendirdi. Doğu illerinden Erzurum ve Kars gibi yerlerden gelenler, sanayi ve hizmet sektörlerini etkiledi. Göçün artışı, İzmir'in Türkiye'nin üçüncü büyük ili olmasını sağladı. Son 10 yılda İstanbul'un yüksek göçü, İzmir'i alternatif bir merkez haline getirdi. Bu dinamik, altyapı ve sosyal hizmet talebini artırdı. Gelecekte dengeli göç yönetimi, şehrin sürdürülebilir büyümesini destekleyecek.





