İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Belediye-İş Sendikası arasında, Tunç Soyer döneminde imzalanan Toplu İş Sözleşmesi’nin ardından başlayan tartışmalar devam ediyor.
Görüşmeden herhangi bir sonuç çıkmadı
31 Mart 2024 yerel seçimleri öncesinde, dönemin Belediye Başkanı Tunç Soyer ile Belediye-İş Sendikası arasında, binlerce işçiyi ilgilendiren TİS imzalanmıştı. Ancak seçim sonrası göreve gelen Başkan Cemil Tugay, sözleşmeyi yargıya taşıdı.
Süreç içerisinde “Bu maaşları karşılayamayız” açıklaması yapan Tugay, Eylül zamlarının iptal edilmemesi halinde işçi çıkarılacağını duyurmuştu. Sendikanın geri adım atmaması üzerine işten çıkarmalar gündeme geldi. İlk etapta bin 30 işçinin işten çıkarılacağı bilgisi paylaşılırken, Belediye-İş Sendikası buna karşılık İzmir’e tam kadro bir çıkarma yaptı. Belediye-İş Sendikası Genel Başkanı Nihat Yurdakul ile İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, bugün sabah saatlerinde bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmenin ardından Belediye-İş Sendikası binasına gelen sendika yetkilileri burada basın açıklaması gerçekleştirdi. Sendika temsilcileri alınan işten çıkarma kararını protesto etmek için 1 Temmuz’da tüm gün iş bırakacak. Belediye-İş Sendikası Genel Başkanı Nihat Yurdakul yaptığı basın toplantısında Cemil Tugay’ı eleştirdi. En düşük işçi maaşının 45 bin TL olduğunu söyleyen Yurdakul, “Cemil Tugay, ‘bize seçim mi kaybettirmek istiyorlar’ diyerek imzayı attırdı. Karşıyaka’da o gün kendisinin attığı imza doğruydu da İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde atılan imza eğri mi oldu?” ifadelerini kullandı. İşten çıkartılan işçilerin de yer aldığı basın toplantısında Genel Başkan Nihat Yurdakul, “Sabah bir görüşme gerçekleştirdik. Bu görüşme aracılar vasıtasıyla oldu. Sabah görüştük biraz sonra isterlerse yine görüşürüz. Biz de küskünlük dargınlık olmaz. Belediye yönetenler ve çalışanlar var. Biz kent yaşamındaki hizmetleri yerine getirenlerdeniz. Bir hatamız olursa ve hatamız anlatıldığında düzeltmek için gerekeni yaparız” dedi.
Kendi aranızdaki anlaşmazlıklar yüzünden niye işçiyi cezalandırıyorsunuz?
TİS yetkisinin 5 Aralık tarihinde geldiğini ve bunun 60 günlük süresi olduğunu söyleyen Yurdakul, “Sözleşmeler 3 saatte bitmeli. Uğraşıldığına rağmen 4 ayda bitirilmemiş. Başkan geçmiş yönetimi itham ediyor. Biz geçmiş yönetimi değil doğruyu savunuyoruz. Bizim greve çıkmamız lazımdı. Sayın başkan ve ekibi tarafından bize ithamlar geldi. ‘Bize seçim mi kaybettirmek istiyorlar’ tarzında söylemler geldi. Biz bunu fırsatçılık olarak değerlendirmiyoruz. Grev var olma meselesidir. Başka, Barış Beye “masaya oturun sözleşmeyi halledin” söyleminde bulunuyor. Başkanın onayı alındıktan sonra bu sözleşme bitti. Şimdi böyle itham ediliyor. Greve çıksak başka şey deniyor sözleşmeyi bitirmek için uğraşıyoruz ‘seçimden önce sözleşme niye bitti’ diyor. Siz aynı partinin insanlarısınız. Sizin kendi aranızdaki anlaşmazlıklar yüzünden niye işçiyi cezalandırıyorsunuz? Seçimden bir hafta önce sizde Karşıyaka Belediye Başkanıydınız sözleşmeyi bitirdiniz. Neden sizden sonrakine bırakmadınız? Karşıyaka’da doğruydu da Büyükşehir’de eğri mi oldu?” ifadelerini kullandı.
Bizler emekçiyiz, emekçi haksızlık yapanın karşısında olur
İşe devam ve teşvik primlerinin iyi niyetle eklenmiş maddeler olduğunu söyleyen Yurdakul, “Bunlar bir hafta önce sözleşmeye girmiş maddeler değil. Bizler emekçiyiz. Emekçi haksızlık yapanın karşısında olur. Sayın Başkan bizim çocuklarımız da çok değerli sen de bunu söyleyeceksin” dedi. Açıklamalarına devam eden Yurdakul, “En düşük işçi maaşı bugün 81 bin TL dokuzuncu aydaki artışla 130 bin TL’yi bulduğunu söylüyor. Bu böyle değil. Maaşlar 55-60 bin TL arası. Başkan en düşük 80 bin TL deyince en küçükten başladık. İZULAŞ’ta en düşük 45 bin 466 TL alınıyor. İZDOĞA’da 53 bin 846 TL. Nerede 80 bin TL? Biz zaten vergi adaletsizliği için savaşıyoruz. Vergi yükü emekçinin sırtında. Arkadaşlarımıza 130 bin TL alıyor diye nasıl söylüyorsunuz? 130 mu nereden hesapladınız? Bizim Eylül ayındaki artışımız 6 aylık enflasyon. Hangi rakam geleceği belli değil. Eylül’de 130 alacak diyorsanız bende diyorum ki eylül ayında artışa beş puan da ben ekleyeceğim ve 130’dan ben düşeceğim. Buysa mesele bitsin. Bize Eylül'de artıştan vazgeçin diyor ya protokolü de ben yapacağım. Bunu da söyledik” diye konuştu.
Ben 1000 kişiyi işten atarsam İzmir ekonomisi düzelir diyor
“Ben bankamatik kelimesini hayatımda kullanmadım” diyen Yurdakul, “Çalışmayan varsa tespit et çalıştıran sensin. Çalışmayan varsa kimseye haksızlık etme. Çalışanı çalışmayarak sömürüyorsa ben onu savunmam. Eğer doğruysa ilk imzayı ben atacağım dedim. Biz alın teri dökmeyeni savunmuyoruz. Yine aynı noktadayım. Emekli olanları emekliliği gelmiş olanları teşvik edelim. Bu iş adliyelere gidecek belediyeye dünyalar kadar yük gelecek. Sadece vekalet ücreti 30 bin TL. şimdi başkan bin 80 diyor bin 30 diyor. Bunlar mahkemeden geri dönecek. Maaşı tutarında ödemede yapman gerekecek. Bunları topladığında devasa rakamlar oluyor. Dokuzuncu aydaki enflasyon farkı bunların yanında hiçbir şey. Ben bin kişiyi atarsam İzmir’in ekonomisi düzelir diyor. Çalışmayan varsa yüz kızartıcı suç işleyen varsa biz bunu savunmayız. Eğer uygun şeyler yapmayan varsa işçi fazla deme ver savcılığa bende altına imzamı atayım çıkar. Çalışandan, emeğinden başka gücü olmayan insandan ne istiyorsunuz?” diyen Yurdakul, “Sayın Başkan seçimden sonra kaç kişi aldınız? Bunun resmi rakamlarını İzmir halkıyla paylaşın. Şu andan itibaren avukat arkadaşlar hazırlık yaptı. İşine son verilen ve tebligat alan arkadaşlar için arabulucuya müracaat etmek için vekaletler verilecek. İsterdim ki masa başında uzlaşarak çözelim. Yetki geldiğinde müzakere masasında bunları konuşur tartışırız. Siz arkadaşlarımızın ailesini aç bırakmaya tehdit ederek bize diz çökertmeye çalışırsanız biz diz çökmeyiz” ifadelerini kullandı. Yurdakul son olarak sokağa çıkmak zorunda bırakıldıklarını 1 Temmuz’da Egemenlik Binası önünde olacaklarını aktardı ve “Ben ve Belediye-İŞ Sendikasındaki arkadaşlarım bu işten bir adım geri atan namerttir” diyerek sözlerini tamamladı.