ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, açılışta yaptığı konuşmada Türkiye’nin uluslararası rekabet gücünü artırmak için yeni projelerin geliştirilmesi ve yeni pazarlara açılmasının şart olduğunu vurguladı.
Zorlu, savunma ve havacılık sanayisinin sadece güvenlik değil, aynı zamanda ülkelerin ekonomik ve siyasi gücü açısından stratejik bir sektör olduğuna dikkat çekti:
“Yüksek teknolojiye, ileri mühendisliğe ve yoğun AR-GE’ye dayanan bu sektör, malzeme biliminden yapay zekaya, yazılımdan siber güvenliğe pek çok alanı kapsıyor ve birçok sektöre yayılma etkisine sahip.”
Zorlu, İzmir’in sanayi, lojistik, organize sanayi bölgeleri, serbest bölgeler, teknoparklar ve yetişmiş insan kaynağı ile savunma ve havacılık ekosisteminde güçlü bir potansiyele sahip olduğunu ifade etti.
Yerli üretim ve kritik teknolojiler
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı Sanayileşme Daire Başkanı Murat Çizgel, Türkiye’nin savunma sanayisinin 50 yıllık geçmişi olduğunu, ancak son 20 yılda büyük bir sıçrama yaşandığını belirtti.
Çizgel, kritik alanlarda yerli ve milli üretim hedefi doğrultusunda önemli adımlar atıldığını vurguladı:
“Sahadaki birçok ürünü yerlileştirdik. Kritik teknolojiler bir yıl veya beş yıl içerisinde tamamen yerli olarak üretilecek. Bu gurur verici bir tablo ancak sürdürülebilirlik için çalışmaya devam ediyoruz.”
Zirvede, İzmir ve çevre illerden iş insanları ve sanayi temsilcilerinin katılımıyla çeşitli paneller düzenlendi:
- Savunma ve Havacılık Sanayiinde Yatırım Dinamikleri
- Tedarikçi Perspektifi
- Birleşme, Satın Almalar ve Fon Yatırımları
- Sermaye Piyasası ve Alternatif Finansman
Katılımcılar, sektördeki yatırım fırsatları, KOBİ’lerin ve startupların entegrasyonu ile finansal sürdürülebilirliği tartıştı.
Zirve, savunma ve havacılık sanayisinin Türkiye için stratejik önemini ve İzmir’in sektördeki potansiyelini ortaya koydu. Yerli üretim, kritik teknolojiler ve sürdürülebilir yatırımlar, zirvenin öne çıkan başlıkları oldu.
