Yıllardan bu yana İzmir Körfezi'nin kirliliği İzmir'in belki de en büyük sorunlarından biri olarak çözüm arıyor.
Modifiye Edilmiş Kilin Uygulanması tartışıldı
Evrensel'in haberine göre İzmir Büyükşehir Belediyesi, 2024 yılının Kasım ayında düzenlediği "Körfezin Geleceği İzmir'in Geleceği" çalıştayında İzmir Körfezi'ndeki ekosistemin geri döndürülmesi için çözüm aramıştı. Çalıştayda "Alg Patlamasında Modifiye Edilmiş Kilin Uygulanması" başlıklı sunum yapan Çin Halk Cumhuriyeti Deniz Ekolojisi ve Çevre Bilimleri Laboratuvarı Uzmanı Dr. Isaac Yongquan Yuan, parametrelerin incelenmesi ve ona göre harekete geçilmesi gerektiğini savunmuştu. İzmir Büyükşehir Belediyesi İZDENİZ Yönetim Kurulu Başkanı imzalı yaptığı açıklamada, Çalıştay doğrultusunda modifiye edilmiş kil uygulamasına yönelik hazırlıkların tamamlandığını ve kilin suyun içerisinde seyreltilerek alglerin olduğu bölgelere nüfuz ettirilmesi şeklindeki uygulama sürekli takip edilen uydu görüntülerinden alınan verilerle hayata geçirildiği bilgisi paylaşıldı. Modifiye Kil Uygulaması'nı uzun vadede sonuç gösteren bir uygulama olarak değerlendirmediklerini dile getirilen açıklamada, "Acil eylem" planı kapsamında canlı yaşamı koruyabilmek için gündemde tuttuklarını, bu yaz dönemi su sıcaklığı geçen seneye göre artış gösterdiğini belirterek Körfez'de alg patlaması tehdidinin devam ettiği ifade edildi.
Doğanın intikamı
İzmir Körfezi'ne yapılacak ekolojik müdahalelerde bilimsel yöntemler ve teknikler çok ciddi olarak göz önünde bulundurulması gerektiğini söyleyen eski Kimya Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Ertuğrul Barka, "İzmir Körfezi'nin artık yaşam savaşı" verdiğini söyledi. Yaklaşık 20 gündür İzmir Körfezi' ne montmorillonit türü kil ve alüminyum sülfat işe müdahale edildiğini söyleyen Barka, "Bu malzemelerin özelliklerini inceleyecek olursak, alüminyum sülfat, su arıtımında yaygın olarak kullanılan bir kimyasal olsa da ekolojik etkileri dikkatle değerlendirilmelidir. Ekolojik etkileri göz önünde bulundurularak dikkatli uygulanmalıdır. Yanlış dozaj veya kontrolsüz kullanım, suyun pH dengesini bozabilir ve bazı sucul organizmalar için toksik olabilir. Özellikle alüminyum iyonlarının aşırı birikmesi, balıklar ve diğer su canlıları üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir" bilgisini paylaştı. Körfezi bundan sonra böyle müdahalelere gerek kalmayacak şekilde korumak için önlemler düşünülmüş ve alınmaya başlanılmış mıdır? Sorusunu soran Barka, "Yoksa bugün yapılan işlemler süreklilik mi kazanacaktır? Körfez gerek kentsel gerekse sanayi atıkları için bir foseptik olarak kullanılmıştır. Özellikle Yeşildere'de bulunduğu sırada yaş deri işlemleri yapılan deri sanayinin her türlü atığı İzmir Körfezine serbestçe bırakılmıştır. Bunlar Körfezin dibine diğer atıklarla birlikte çökmüş ve belirli oranda dengeye ulaşmıştır. Bunları tarayarak ve temizliyoruz diyerek, limana gelecek gemilere yol açılmaktadır. Bunun için ÇED süreci işletilmiş midir? Çıkartılan çamurlar ne yapılıyor ve bunlar için ne önlemler alınıyor? Yoksa su kirliliği, toprak kirliliği ve hava kirliliği döngüsü mü işletiliyor?" dedi.
Denizlerde kirlilik varsa bunun tek çözümü arıtma tesislerinin çalıştırılarak denize temiz su girişinin sağlanmasıdır
Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar konuyu gazetemize değerlenirken yaşananın "Bilimsel bir katliam" değerlendirmesini yaptı. Körfeze akan derelerin, 2007 yılında altlarının betonlanması gibi olumsuzluklara neden olacağını ifade eden Yaşar, "Alüminyum sülfat arıtma tesislerinde kullanılır. Ancak denizde kullanıldığını hiç duymadım. Ve hiçbir zaman denizlerde kimyasal da kullanıldığını duymadım. Çünkü denizlerde eğer kirlilik varsa bunun tek çözümü arıtma tesislerinin çalıştırılarak denize temiz su girişinin sağlanmasıdır. Bilimi katlederek kil döküyorlar, yapacakları tek iş fabrika arıtmalarını çalıştırmak" dedi. Belediye Başkanı Ahmet Piriştina'nın çalışmalarını da aktaran Yaşar, " 2002 yılında simsiyah ve müthiş kokan bir körfez, bir yıl içinde 2003 yılında masmavi bir körfez haline geldi. Bilimi uygulayarak körfeze hiçbir kimyasal dökmeden körfez temizlenmişti. Ancak 2007 yılında bir bilimsel katliam yapılarak derelerin altı betonlandı. Defalarca uyardık. Yapmayın, su ile toprağın ilişkisini kesiyorsunuz bu körfezi kirletir ve kokutur dedik" diye ekledi.