30 Ekim 2020’de Ege Denizi’nde meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki deprem, İzmir’de derin yaralar açtı. Yaklaşık 15 saniye süren bu sarsıntı, özellikle Bayraklı ve Bornova ilçelerinde büyük yıkıma neden oldu. Bu acı olayda hayatını kaybedenler ve hayatta kalanların hikayeleri, dört yıl sonra hala tazeliğini koruyor.
Depremin etkileri
Depremin hemen ardından, 14.51'de gerçekleşen sarsıntı sonrası, Sığacık Mahallesi’nde tsunami riski oluştu ve sokaklar deniz suyu ile doldu. Acil ihbarların ardından bölgeye çok sayıda polis, itfaiye ve sağlık ekibi yönlendirildi. Arama kurtarma ekipleri, 108 saat süren özverili çalışmalarla enkaz altındaki 107 kişiyi kurtardı. Bu kişiler arasında 3 yaşındaki Ayda Gezgin ve 14 yaşındaki İdil Şirin gibi çocuklar da bulunuyor.
Yaraların sarılması için seferberlik
Türkiye, deprem sonrası yaraların sarılması için büyük bir seferberlik başlattı. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) koordinasyonunda yapılan çalışmalar, arama kurtarma faaliyetlerinden hasar tespit çalışmalarına kadar geniş bir yelpazeyi kapsadı. Depremzedeler için 3 bin 20 çadır ve 493 konteynerlik yaşam alanları kurularak, geçici barınma ihtiyacı karşılandı. Ayrıca, Türk Kızılay tarafından yemek dağıtımı yapıldı ve acil barınma ihtiyacının karşılanması için geçici barınma merkezleri oluşturuldu.
Yıkılan binalar ve sorumluların cezalandırılması
Deprem sonrası, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından yapılan hasar tespitlerinde, 9 bin 79 yapının depremden etkilendiği belirlendi. Bu binaların yıkımı gerçekleştirilirken, yıkılan binaların sorumlularına karşı yasal süreçler başlatıldı. 36 can kaybının yaşandığı Rızabey Apartmanı'nın müteahhiti ve yapı denetim şirketi yetkilileri, "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan mahkum edildi.
Anma etkinlikleri ve hatıralar
30 Ekim 2024’te düzenlenecek anma etkinlikleri ile depremde hayatını kaybedenler anılacak. Aileler, dostlar ve hayatta kalanlar, kaybettikleri sevdikleri için anma törenlerine katılarak, acılarını paylaşacak ve dayanışma ruhunu yeniden canlandıracak. Dört yıl geçmesine rağmen, kaybedilen canların acısı dinmedi. Bu nedenle, anma etkinlikleri sadece kayıpları hatırlamakla kalmayacak, aynı zamanda toplumsal dayanışmayı pekiştirecek bir fırsat sunacak.