Sivas Numune Hastanesi Diyetisyeni Ahmet Turan Engür, iyot eksikliğine ilişkin önemli uyarılarda bulundu. Engür, vücudun kendi başına iyot üretemediğini ve bu nedenle günlük ihtiyacın besinler yoluyla karşılanması gerektiğini vurguladı. “İyot, insan vücudunda tiroit bezinin düzenli çalışması için hayati öneme sahip bir eser elementtir. Ancak vücut tarafından üretilemediği için mutlaka dışarıdan besinlerle alınması gerekir” dedi.
Bazı besinler tiroit bezinin iyot alımını engelliyor
Diyetisyen Engür, guatrojen olarak bilinen bazı besinlerin iyot emilimini olumsuz etkileyebileceğini belirtti. “Karnabahar, keten tohumu, lahana ve şalgam gibi guatrojen içeren gıdalar, tiroit bezinin iyot alımını engelleyebilir. Bu durum özellikle gebeler ve çocuklar için daha ciddi sonuçlar doğurabilir. Çünkü bu gruplar, iyot eksikliğine karşı daha hassas ve risk altındadır” ifadelerini kullandı.
İyot eksikliği birçok hastalığın nedeni olabilir
İyot eksikliğinin ciddi sağlık problemlerine yol açabileceğini vurgulayan Engür, “İyot eksikliği gebelerde düşük, ölü doğum ve düşük doğum ağırlıklı bebek riskini artırırken; bebeklerde zeka geriliği, boy kısalığı, sağırlık ve ölümlerde artışa neden olabilir. Yetişkinlerde ise guatr ve çeşitli tiroit hastalıklarıyla karşılaşılabilir” dedi.
İyotlu tuz ve deniz ürünleriyle eksikliği önlemek mümkün
Engür, Türkiye’de iyot eksikliğini önlemeye yönelik çalışmaların uzun süredir sürdüğünü hatırlatarak, “Ülkemizde 1994 yılından bu yana iyot eksikliğini önlemeye yönelik çalışmalar yapılıyor. 1998’de yayımlanan tuz tebliğiyle birlikte sofra tuzlarının iyotla zenginleştirilmesi zorunlu hale getirildi. İyot eksikliğinden korunmak için iyotlu tuz kullanımına ek olarak deniz ürünleri ve yumurta gibi besinleri düzenli tüketmek gerekir” şeklinde konuştu.
Diyetisyen Ahmet Turan Engür, iyotun yaşam için vazgeçilmez bir element olduğunu hatırlatarak, “Sağlıklı bir tiroit dengesi, sağlıklı bir metabolizmanın temelidir. Günlük beslenmede küçük ama doğru adımlar, büyük sağlık sorunlarının önüne geçebilir” dedi.