Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında açıklanan yeni araştırma, erken tanının önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Roche İlaç Türkiye’nin katkılarıyla Başkent Üniversitesi’nden Prof. Dr. Simten Malhan ve Ankara Şehir Hastanesi’nden Prof. Dr. Mehmet Ali Nahit Şendur tarafından yürütülen çalışma, kişiselleştirilmiş tedavi yaklaşımlarının hem hasta sağlığı hem de ülke ekonomisi üzerindeki etkilerini analiz etti. Araştırma sonuçlarına göre, doğru tedavi stratejileriyle 10 yıl içinde 3 bin 859 kadında metastaz gelişiminin önlenebileceği ve bu sayede yaklaşık 25 milyar TL ekonomik fayda sağlanabileceği belirlendi.
“Erken tanı hayat kurtarıyor”
Ankara’da düzenlenen toplantıda sunulan sonuçlara göre, 2019–2030 dönemi arasında Türkiye’de geliştirilen HER2+ Erken Evre Meme Kanseri Etki Modeli, erken teşhis ve tedavinin klinik, ekonomik ve toplumsal değerini bütüncül olarak değerlendirdi. Çalışmada, kişiselleştirilmiş tedaviyle 102 bin yaşam yılı, 79 bin kaliteye ayarlanmış yaşam yılı ve 63 bin üretken yaşam yılı kazancı öngörüldü. Bu veriler, erken evre meme kanserinde uygulanan modern tedavi yöntemlerinin yalnızca yaşam süresini uzatmakla kalmadığını, aynı zamanda iş gücü kaybını ve sağlık sistemine olan ekonomik yükü azalttığını da gösterdi.
“10 yılda 25,4 milyar TL tasarruf”
Araştırmaya göre, erken evrede uygulanan hedefe yönelik tedaviler sayesinde 10 yıl içinde sağlık sisteminde 25,4 milyar TL doğrudan maliyet tasarrufu, ulaşım ve bakım gibi kalemlerde ise 7,1 milyar TL dolaylı tasarruf sağlanabilecek.
Erken evre tedavi gören kadınların iş gücüne dönüş oranlarının arttığı, üretkenlik kayıplarının azaldığı da çalışmanın önemli bulguları arasında yer aldı.
“Mobil tarama araçlarıyla her köye erken tanı”
Toplantıya katılan Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdür Yardımcısı Uzm. Dr. Hamit Harun Bağcı, Türkiye genelinde yürütülen kanser tarama programlarıyla farkındalığın arttığını belirtti.
Bağcı, “Her yıl ülkemizde yaklaşık 27 bin kadına meme kanseri tanısı konuluyor. Erken tanı hayat kurtarıyor; bu nedenle kırsal bölgelere ulaşmak için 48 mobil kanser tarama aracımızı devreye aldık. 2025 yılı itibarıyla bu araçlarla 800 bin tarama yaptık ve 42 bin 500 şüpheli vakayı ilgili merkezlere yönlendirdik” dedi.
“Kişiselleştirilmiş tedavi hem hastaya hem topluma kazanç sağlıyor”
Araştırmayı yürüten Prof. Dr. Simten Malhan, çalışmanın sağlık ekonomisi açısından çığır açıcı olduğunu vurguladı:
“Bu modelle 10 yıl içinde 3 bin 859 metastaz vakasını önleyebileceğimizi, bunun da 100 bin yaşam yılı ve 60 bin üretkenlik yılı kazancı anlamına geldiğini ortaya koyduk. Bu yalnızca maddi bir kazanç değil, kadınların ailelerine, işlerine ve topluma yeniden kazandırılması demek.”
Malhan ayrıca Türkiye’de ilk kez “üretkenliğe ayarlanmış yaşam yılı” ölçüm biriminin kullanıldığını ve bu modelin gelecekte sağlık politikalarına yön verecek bilimsel veri niteliğinde olduğunu belirtti.
“Metastaz önlenebilir, uzun ömür mümkündür”
Ankara Şehir Hastanesi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ali Nahit Şendur, meme kanserinde erken tanı ve bireyselleştirilmiş tedaviyle hastalığın kaderinin değiştiğini söyledi:
“Ülkemizde her yıl 25 bin kadına meme kanseri tanısı konuluyor. Ancak kişiye özel tedavi yaklaşımları sayesinde bu hastaların büyük bölümü artık metastatik evreye geçmeden tamamen iyileşebiliyor. Bu da hem hasta yaşam kalitesini hem de toplum sağlığını koruyor. Çalışmamız, her yıl 3.500’den fazla kadının metastazdan kurtulabileceğini ortaya koydu.”
Araştırma sonuçları, erken tanı ve kişiselleştirilmiş tedavi stratejilerinin yalnızca tıbbi bir başarı değil, aynı zamanda olduğunu gözler önüne serdi. Uzmanlar, “ekonomik ve sosyal bir yatırımMeme kanseriyle mücadelede en güçlü silah erken teşhistir. Her kadının düzenli tarama yaptırması, hem kendi sağlığı hem de toplumun geleceği için hayati öneme sahiptir” çağrısında bulundu.