Devlet Bahçeli konuşmasında şu ifadeleri kullandı;
Yargı süreçlerinin uzaması sakıncalıdır
"İtirafçılar yine CHP maskesi takanlardır. İddianameler süratle hazırlanmalı, kovuşturmalar etkin şekilde, en kısa sürede tamamlanmalıdır. Savcılara güvenimiz tamdır ve gece gündüz çalıştıkları bellidir. Tavı kaçan yargı süreçlerinin siyasi kutuplaşmayı beslemesi muhtemel akıbettir. Yargı süreçlerin uzaması sakıncalıdır ve gerek yoktur. Adli yılın başlaması ile Bu ağır yükü ülkemizin gündeminden çekip çıkaralım. Duruşmaların canlı yayınlanmasını talep etmişti muhalefet. Biz de bu beklentinin makul ve meşru şekilde değerlendirilmesini bekliyoruz. Suçlamaların odağındaki şahıslar Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu unutmamalıdır."
Bunlar siyaset değil düşmanlık yapıyor
"Sokağa davet edeceğim günü ben bilirim, Mısır'daki meydanı izlediğiniz gibi izlersiniz" demişti Özgür Özel. Ölçüyü kaçırdığını görüyorum. Sokakta gezebilirsin, germeye gerek üretmeye gerek yok. Önüne geçen yok, haydi buyur sokak sokak gez de görelim, boyunun ölçüsünü alalım. Bu sokak merakı seni suça iterse karşında Türkiye Cumhuriyetini bulursun, milleti bulursun. Mısır örneği vermesi densizlik ve gaflettir. Hakkında başlatılan soruşturma isabetlidir. Sandıkla yapamadığını silahlar gölgesinde mi planlıyorsun? Bu dil sakıncalıdır, sakattır. Böyle demokrasi anlayışı, özgürlük bağlılığı olamaz. Tutuklananlarla ilgili esir tanımı kullanması aymazlık ve ayıptır. DEM'in Türkiye partisi olma çabası memnuniyet vericidir. CHP'nin ise rayından çıkması düşündürücüdür. CHP'nin yanında yöresinde sıraya giren partilerin yönetici ve vekillerinin iktidara, insan onuruna saldırmaları ifade ve düşünce özgürlüğü ile nasıl ifade edilecektir. Malum TV'lerde, sağda solda sabah akşam fütursuzca konuşanların güvencesi nedir. Rüşvet ile mücadele konuşulurken bu kenelere neden göz yumuluyor. Fitne yayan muhaliflere katlanmak zorunda mıyız. Bunlar siyaset değil düşmanlık yapıyor. Gündelik polemiklerin, sürekli şaibe içeren beyanların, azgınlaşan parti ihtirasların ülkemizde ne var ne yok yutmasına müsaade edemeyiz."
Ateş olmayan yerden duman tütmez
"Cumhuriyet Halk Partisi'nin Adana ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanları ile Adıyaman Belediye Başkanı yolsuzluk ve rüşvet operasyonları sonucunda yakayı ele vermişler, kirli çamaşırları da ortalığa dökülmüştür. 1990'lı yıllarda patlayan skandalın katbekat büyüğü mevcut CHP yönetimini sarıp sarmalamıştır. Cumhuriyet Halk Partisi bir hasta ağaç gibi ilkbaharının ve yazın bereketine rağmen ne filiz sürebilmekte ne de yaprak açabilmektedir. Bu partinin çarkı derin bir boşluğun içinde kuru bir gürültü ile dönmekten başka bir şeye yaramamaktadır. Emanete sahip çıkmayanlar erdemden bahsetmemelidir. Çalan, çırpan milletin kesesini devletin kasasını boşaltan müflis ve müflis zihniyetlerin adalet ve hukuk sözleri neyse suya yazılan yazı odur. Bunların siyaseti coşkun bir sele takılmış, kupkuru tahta parçası gibidir. İçi alaca, dışı karaca olanların ikbal hırsı gözlerini kör etmiştir. Ateş olmayan yerden duman tütmeyeceğine göre, bunun yanında bir şeyin hukukundan beter olduğu da göz önüne alındığında CHP'li belediye başkanlarının ve diğer faillerin üzerlerine suçlamalar karşısında hesap vermesi kuşkusuz gerçek hukuk güvenliğinin ve hukuk üstünlüğünün sonucudur."





