Balistik füze, fırlatıldıktan sonra atmosfer dışına çıkan ve ardından yerçekimi etkisiyle belirlenen bir hedefe düşen füze türüdür. “Balistik” ifadesi, bu füzelerin uçuşlarının önemli bir kısmının, tıpkı atılan bir mermi ya da ok gibi serbest düşüş yani balistik yörünge üzerinde gerçekleşmesinden gelir.
Bu füzeler, genellikle üç aşamalı bir uçuş profiline sahiptir: fırlatma (booster) aşaması, serbest uçuş (midcourse) aşaması ve terminal aşama (yeniden atmosfere giriş ve hedefe yönelme). Özellikle serbest uçuş aşamasında, füze atmosfer dışına çıkar ve burada yerçekiminin yönlendirdiği doğal bir yörüngede ilerler.
Balistik füzeleri diğerlerinden ayıran farklar
Balistik füzeler, seyir füzelerinden farklı olarak motor gücüyle sürekli ilerlemez. Fırlatma aşamasından sonra motorları kapanır ve füze, dış etkilere kapalı bir şekilde, doğal yörüngesi boyunca hedefe yönelir. Bu özellik, onları hem tespit etmeyi hem de önlemeyi zorlaştırır. Ayrıca çok uzun menzillerde kullanılabilmeleri, nükleer, biyolojik ya da konvansiyonel başlıklarla donatılabilmeleri, stratejik önemlerini artırır.
Menzil ve sınıflandırma
Balistik füzeler menzillerine göre kısa, orta, uzun ve kıtalararası olarak dört ana gruba ayrılır. Kıtalararası Balistik Füzeler (ICBM), 5 bin 500 kilometreden fazla menzile sahip olabilir ve ülkeler arasında caydırıcılık açısından büyük rol oynar. Kısa menzilli olanlar ise genellikle savaş alanlarında taktik amaçlı kullanılır.
Uzman görüşü
Savunma teknolojileri uzmanı Dr. Levent Ural, balistik füzelerin savaş konseptlerinde kritik rol oynadığını belirterek, “Bu füzeler özellikle erken tespit ve durdurma konusunda ciddi zorluklar çıkarır. Yörüngeye girmeleri ve çok kısa sürede hedefe ulaşmaları nedeniyle savunma sistemlerinin etkinliği sınırlanabilir” dedi.
Türkiye’nin durumu
Türkiye, kendi balistik füze sistemlerini geliştirme yolunda önemli adımlar attı. TÜBİTAK-SAGE tarafından geliştirilen Bora ve Tayfun gibi füzeler, sınırlı menzilde balistik yörüngeli silah sistemleri arasında yer alıyor.





