Ünlü menajer Ayşe Barım, 28 Ocak 2025’te Gezi Parkı soruşturması kapsamında tutuklanarak Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na sevk edilmişti. Hakkında “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüse yardım” suçlamasıyla dava açılan Barım, cezaevinden dikkat çekici bir mektup kaleme aldı.

Barım, 22 yıl 6 aydan 30 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor. İlk duruşması 7 Temmuz’da görülmüş, tutukluluğunun devamına karar verilmişti. Dava 1 Ekim’e ertelendi.

Vicdan çağrısı: "Masumum, yaşam hakkımı istiyorum"

Ayşe Barım, cezaevinden yazdığı mektupta ciddi sağlık sorunlarına rağmen tutukluluğunun sürdüğünü belirtti. Mektubunda, “Bu mektup bir yardım çağrısı değil, vicdan çağrısıdır” diyen Barım, kalp hastalıkları ve beyninde bulunan anevrizmalar nedeniyle ani ölüm riski taşıdığını ifade etti. Resmi hastane raporlarına göre 6 ayrı kalp rahatsızlığı, iki stentli anevrizma ve bir yeni oluşmuş anevrizma ile yaşam mücadelesi verdiğini söyledi.

Barım, “30 kilo kaybettim, ağır kas yıkımı yaşıyorum. Baygınlıklar geçiriyorum. Cezaevi koşulları nedeniyle yaşadığım kaygı bozukluğu ve panik ataklar da sağlığımı daha da kötüleştiriyor” diyerek yaşadığı fiziksel ve psikolojik baskıyı kamuoyuyla paylaştı.

"Tutuksuz yargılanabilecekken, ölüm riskiyle bekletiliyorum"

Mektubunda, ilk başvuruda mahkemenin kendisini adli kontrolle serbest bıraktığını ancak savcılığın itirazıyla tekrar tutuklandığını hatırlatan Barım, “213 gündür neden burada olduğumu bilmeden, hücrede sağlıklı yaşam hakkımdan yoksun tutuluyorum” dedi.

Barım, kendisi hakkında ortaya atılan iddiaların yalnızca sosyal medya kaynaklı olduğunu, geçmişte Gezi Parkı eylemleriyle ilişkilendirilmediğini ve masum olduğunu vurguladı. Cezaevindeki sağlık koşullarının mevcut hastalıklarını ağırlaştırdığını söyleyen Barım, “Tutuksuz yargılanabilecekken cezaevinde hayatımı kaybedersem bunun sorumluluğu kimdedir?” diye sordu.

"Yaşam hakkımın geri verilmesini talep ediyorum"

Uzman hekim raporlarının cezaevi koşullarının hayatını riske attığını açıkça ortaya koyduğunu ifade eden Barım, “Hayatımı güvenle teslim etmek üzere seçeceğim hekimler tarafından tedavi edilme hakkımın tanınması gerekiyor. Yaşam hakkımın korunmasını istiyorum. Adaletin tecellisini bekliyorum, sesimi kamu vicdanına teslim ediyorum” sözleriyle mektubunu noktaladı.

Barım’ın durumu sosyal medya ve sanat camiasında da büyük yankı uyandırdı. Dava süreci ve sağlık durumu kamuoyu tarafından yakından takip ediliyor.

Kaynak: Medya Tava