Kanser riskini azaltmak için sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemenin önemine dikkat çeken Medicana Bursa Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Nilüfer Avcı, beslenme alışkanlıklarının kanser riskinde belirleyici rol oynadığını söyledi. Aşırı kırmızı et tüketiminin kolon, rektum ve prostat kanseri riskini artırdığını belirten Avcı, fazla kilo ve yetersiz fiziksel aktivitenin ise meme, rahim, kolon ve yemek borusu kanserine yol açabileceğini ifade etti.

İşlenmiş gıdalar ve tarım kimyasallarına dikkat
Salamura et ve şarküteri ürünlerinin kolon ve rektum kanseri riskini artırdığını vurgulayan Prof. Dr. Avcı, balık tüketiminin ise bu riskleri azalttığını söyledi. Bazı besinlerde bulunan toksik bileşenlerin pişirme yöntemleriyle ya da tarımda kullanılan zirai ilaç ve kimyasal kalıntılarla ortaya çıkabildiğine dikkat çeken Avcı, bu maddelerin insan sağlığı için son derece zararlı olduğunu belirtti. Avcı, tarım ilaçlarının ilk mağdurlarının ise çoğu zaman çiftçiler olduğunu dile getirdi.
Su, meyve ve sebze tüketimi hayati önem taşıyor
Vücudun su ve mineral ihtiyacının dengeli karşılanması gerektiğini ifade eden Avcı, bir yetişkinin günlük ortalama 2,5 litre suya ihtiyaç duyduğunu söyledi. Bunun 1 litresinin gıdalardan, 1,5 litresinin ise içeceklerden alınması gerektiğini belirten Avcı, günde en az 4 porsiyon meyve tüketilmesini ve mevsim meyvelerinin tercih edilmesini önerdi. Ayrıca her gün çiğ ve pişmiş sebze tüketilmesi gerektiğini vurguladı.
Balık, baklagil ve antioksidan zengini besinler öne çıkıyor
Kuru baklagillerin kırmızı etten daha fazla tüketilmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Avcı, haftada en az bir, tercihen iki veya üç kez balık yenmesini önerdi. Yapay tatlandırıcı içeren içeceklerden uzak durulması gerektiğini belirten Avcı, semizotu, ıspanak, soğan, elma, domates ve karabuğday gibi besinlerin güçlü antioksidan özellikleriyle kansere karşı koruyucu etki gösterdiğini söyledi. Likopenin prostat ve akciğer kanserine karşı koruyucu rol oynadığını da ekledi.
Tek bir besin değil, dengeli yaşam önemli
Zeytinyağının özellikle sızma formunun yüksek polifenol içeriği sayesinde kanser ve kalp-damar hastalıklarına karşı koruyucu olduğunu vurgulayan Avcı, soğan, sarımsak, brokoli, kırmızı üzüm ve orman meyvelerinin de antikanserojen özellikler taşıdığını ifade etti. Sağlıklı beslenmenin tek başına yeterli olmadığını dile getiren Prof. Dr. Avcı, “Spor yapmalı, zararlı alışkanlıklardan uzak durmalı, stresi iyi yönetmeli ve dinlenmeye zaman ayırmalıyız. Unutulmamalıdır ki kansere karşı koruyacak veya tedavi edecek tek bir besin yoktur” dedi.





