Bayetav’ın hazırladığı İzmir Barometresi 2025 Güz Raporu, kentteki toplumsal eğilimlerden ekonomik kırılganlıklara, siyasal algılardan kadınların günlük yaşam deneyimlerine kadar geniş bir alanda dikkat çekici bulgular ortaya koydu. Raporun odak teması olan “İzmir’de kadın olmak”, kentte şiddet, güvenlik, eşitsizlik, ayrımcılık ve dayanışma konularına dair çarpıcı veriler sundu. En çarpıcı bulgu ise kadınların İzmir’de kendilerini en çok sokakta güvende hissetmedikleri yönündeki değerlendirmeler oldu.
İzmir’de toplumsal cinsiyet duyarlılığı artıyor ama kadınların kaygıları sürüyor
Araştırma, katılımcıların %68,1’inin toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda duyarlılığın arttığını düşündüğünü ortaya koydu. Ancak bu iyileşme algısı cinsiyete göre değişiyor:
-
Erkekler: %74 “duyarlılık arttı” diyor
-
Kadınlar: %61 ile daha düşük bir oranla katılıyor
Kadınların yerel yönetim ve karar alma süreçlerine katılımının ise hem kadınlar hem erkekler tarafından %70’in üzerinde yeterli bulunduğu görülüyor.
Kadına yönelik şiddetin arttığını düşünenlerin oranı %80
Raporun en çarpıcı verilerinden biri, İzmir’de kadına yönelik şiddetin arttığını düşünenlerin oranının %80 gibi yüksek bir seviyede olması.
Ayrıca kadınların %70’i, şiddet karşısında güvenlik güçleri dışında başvurulabilecek kurumları bildiğini ifade ediyor.
Kadınlar gündelik hayatta hâlâ ayrımcılığa uğruyor
Katılımcıların %68’i, kadınların günlük yaşamda cinsiyetleri nedeniyle ayrımcılığa maruz kaldığını düşünüyor.
Diğer bulgular şöyle:
-
Aile içindeki mal paylaşımının eşit olduğu fikrine katılım: %80,3
-
Ev işlerinin eşit paylaşıldığı görüşü: %73,8
-
Kadınların hane bütçesi kararlarında eşit söz sahibi olduğu fikrine katılım: %88
Ancak bu ifadelere katılımda kadınlar ile erkekler arasında en az 10 puanlık fark bulunuyor.
Ekonomik ve sosyal olarak erkek olmanın daha avantajlı olduğunu düşünen kadınların oranı: %58,9
Ayrımcılığı en yoğun hisseden grup ise boşanmış kadınlar oldu.
Kadınların en büyük sorunu: “Sokakta güvende olmamak”
Katılımcılar, İzmir’de kadınların en çok sokakta güvende olmama (%38) sorunu yaşadığını düşünüyor.
Bu değerlendirmeyi:
-
Ekonomik zorluklar (%28,6)
-
Sosyal hayata katılamama
-
Kamu hizmetlerine erişimde sıkıntılar
izliyor.
Erkeklerin büyük çoğunluğu, kadınların sokakta güvende olmadığı düşüncesini öne çıkarırken, kadınların ilk sırada vurguladığı sorun ekonomik zorluklar oldu.
2025 “Aile Yılı”: İzmir’den zayıf destek
Hükümetin 2025’i “Aile Yılı” ilan etmesinin toplumsal yapıya etkisi sorulduğunda:
-
Katılımcıların %50’sinden fazlası herhangi bir etkisi olmayacağını düşünüyor.
-
Yalnızca %17’si bunun olumlu sonuçlar yaratacağı görüşünde.
Kadın dayanışması İzmir’de çok güçlü
Oda görüşmeleri, İzmir’de kadın dayanışmasının hem güçlü hem de belirleyici olduğunu gösteriyor. Kadınların sokakta, toplu ulaşımda, eğlence mekânlarında ya da herhangi bir kamusal alanda başka kadınların maruz kaldığı taciz, şiddet ve ayrımcılık karşısında müdahale eden, sessiz kalmayan bir refleks geliştirdiği vurgulanıyor. Bu durum, İzmir’in kadınlar için güçlü bir dayanışma ağı barındırdığını gösteriyor.
Feminizm algısı: Uzak değil, dönüşüyor
İzmirliler kendilerini feminist kimliğe uzak hissetse de feminizm kavramını:
-
“Kadın hakları”,
-
“Cinsiyet eşitliği”,
-
“Kadın dayanışması”,
-
“Güçlü kadınlar”
gibi olumlu ifadelerle tanımlıyor.
Bu bulgu, feminist kimliğe mesafenin ideolojik değil, algısal olduğunu ortaya koyuyor.





