Türkiye'nin yaş meyve sebze sektöründe önemli bir yere sahip olan kiraz üretimi, 2025 sezonunda tarihinin en büyük kayıplarından birini yaşadı. Mart ve nisan aylarında etkili olan soğuk hava dalgası, kiraz bahçelerinde zirai dona yol açtı. Türkiye, 2024 yılında 67 bin ton kiraz ihraç ederken, 2025 yılında bu rakam 6 bin tona kadar düştü.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, sektörün içinde bulunduğu durumu değerlendirirken, üreticilerin ve ihracatçıların zor bir dönemden geçtiğini vurguladı.

Zirai don sektörü vurdu, kiraz ihracatında yüzde 90 kayıp yaşandı

2025 yılının ilk yarısında ihracat rakamlarında yaşanan gerilemenin en önemli nedeni olarak mart ve nisan aylarındaki ani sıcaklık düşüşleri gösteriliyor. Hayrettin Uçak, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Özellikle üretiminde dünya lideri olduğumuz kirazda, zirai don kaynaklı rekolte kaybı yüzde 90’a ulaştı. Bu durum, ihracatımıza da doğrudan yansıdı. Geçen yıl 67 bin ton kiraz ihraç etmiştik. Bu yıl ise 6 bin ton seviyesinde kaldık. Sezon da artık sona erdi diyebiliriz. Üreticimiz ve ihracatçımız açısından çok zor bir dönemden geçtik. Allah bir daha böyle bir felaketi ülkemize yaşatmasın.”

İhracat rakamları genel olarak da olumsuz etkilendi. Türkiye'nin yaş meyve sebze ve mamulleri ihracatı, 2025 yılının ilk altı ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9 düşüşle 560 milyon dolara geriledi.

Kredi borçlarına erteleme çağrısı yapıldı

Zirai don felaketinin yalnızca üretim kaybıyla sınırlı kalmadığını belirten Uçak, birçok işletmenin düşük kapasiteyle çalışmak zorunda kalacağını ifade etti.

Uçak, yaşanan zararın hafifletilmesi adına finansal destek sağlanması gerektiğini vurgularken şu çağrıda bulundu:

“Zirai don nedeniyle yaş meyve sebze ve meyve sebze mamulleri işletmeleri 2025 yılında kapasitelerini düşürmek zorunda kalacak. Bu nedenle Eximbank’a kredi borçlarının ertelenmesi için başvuruda bulunduk. Umarız bu girişimlerimiz kısa sürede karşılık bulur.”

Domates ve biber turşusu ihracatın yeni yıldızları oldu

Bu yılki zorlu süreçte bazı ürünler ise ihracatta öne çıkmayı başardı. Uçak, özellikle domates ve biber turşusu ihracatının dikkat çekici seviyelere ulaştığını belirtti.

Taze meyve sebze ihracatında domates, 39 milyon dolarlık hacimle ilk sıraya yerleşti. Kiraz ihracatı ise yüzde 57’lik düşüşle 37 milyon dolardan 16 milyon dolara geriledi. İlk altı ayda en çok ihraç edilen diğer ürünler ise şu şekilde sıralanabilir:

14 milyon dolarla hurma

8,5 milyon dolarla mandalina

7,6 milyon dolarla şeftali ve nektarin

Meyve sebze mamulleri ihracatında ise Ege Bölgesi yine ön planda yer aldı. Ege ihracatçıları, biber turşusunda 69 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirirken, kuru domates ihracatından 58,5 milyon dolar ve kornişon turşusu ihracatından 49 milyon dolar döviz kazandırdı. Bu veriler, Ege Bölgesi’nin işlenmiş ürünlerdeki gücünü bir kez daha ortaya koydu.

Taze meyve sebzede Rusya, mamullerde ABD liderliği sürdürüyor

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, ihracat yapılan ülkelerle ilgili şu bilgileri paylaştı:

“Yaş meyve sebze ihracatında Rusya, 32 milyon dolarlık taleple ilk sırada yer aldı. Almanya’ya 13,5 milyon dolar, Ukrayna’ya ise 12,5 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik. Meyve sebze mamulleri ihracatında ise ABD liderliğini koruyor. 2025’in ilk yarısında ABD’ye yapılan ihracat 81 milyon dolar oldu. Almanya 75 milyon dolarla ikinci sırada yer alırken, İngiltere 42 milyon dolarla üçüncü sırada bulunuyor.”

Bu ülkeler, Türkiye’nin meyve sebze ve mamulleri ihracatında en önemli pazarlar arasında yer almayı sürdürüyor. Uçak, özellikle Amerika pazarında artan talebin memnuniyet verici olduğunu da sözlerine ekledi.

Yangınlar, doğal ekosistemi tehdit ediyor

Hayrettin Uçak, son günlerde İzmir ve çevresinde çıkan orman yangınlarına da dikkat çekti. Yangınların yalnızca ağaçları değil, bütün doğal yaşamı tehdit ettiğini belirten Uçak şu ifadeleri kullandı:

“Ne yazık ki her yıl bu tür felaketlerle karşı karşıya kalıyoruz. Orman yangınları, doğal ekosistem üzerinde çok büyük bir tahribata yol açıyor. Belki de 30-40 yıl boyunca yeniden yeşertmemiz gereken ormanlarımızı kaybediyoruz. Bu durum bizleri derinden üzüyor.”

Orman yangınlarının yalnızca ekolojik değil, ekonomik ve sosyal etkilerinin de olduğunu vurgulayan Uçak, tüm kesimlere doğaya karşı daha duyarlı olma çağrısında bulundu.

Sonuç ve beklentiler

Türkiye’nin 2025 yılı yaş meyve sebze ihracatında yaşanan bu zorlu süreç, sektörün kırılganlığını bir kez daha gözler önüne serdi. Üreticiler ve ihracatçılar, özellikle iklim değişikliğine bağlı afetlere karşı daha güçlü önlemler alınması gerektiğini savunuyor.

Hayrettin Uçak, önümüzdeki süreçte daha fazla destek ve koruma politikalarının uygulanmasının zorunlu olduğunu belirterek sözlerini şu ifadelerle tamamladı:

“Üreticilerimizin emeği, ihracatçılarımızın gayreti büyük bir özveriyle yürütülüyor. Ancak doğa olaylarına karşı alınacak tedbirler yetersiz kalıyor. Tüm sektör olarak daha planlı ve korumacı politikalarla geleceğe hazırlanmalıyız. Umuyoruz ki önümüzdeki sezonlar, bu yılki gibi kayıplarla geçmez.”

Türkiye, yaşadığı bu zorlu sezonun ardından, hem üretimde hem de ihracatta toparlanmak için yol haritasını yeniden şekillendirmeye hazırlanıyor.

Kaynak: Bülten