SAĞLIK

Skolyoz tanısı çocukların yaşam yolculuğunu durdurmuyor

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Hanifi Üçpunar, “Skolyoz doğru yöntemler, düzenli takip ve güçlü kas yapısıyla yönetilebilir bir durumdur. Çocukların eğitimden spora, sosyal hayattan gelecekteki meslek yaşamına kadar birçok alanda aktif olmalarının önünde engel değildir” dedi.

Abone Ol

VM Medical Park Bursa Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Hanifi Üçpunar, skolyozun doğal seyri ve çocukların yaşamına etkileri hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu. Ailelerin tanı sonrası yoğun kaygılar yaşadığını söyleyen Üçpunar, “Skolyoz teşhisi, çocuğun hayat boyu ağrı çekeceği ya da sosyal yaşamda zorlanacağı anlamına gelmez. Doğru planlama ve düzenli takiplerle kontrol altına alınabilir” ifadelerini kullandı.

Hafif eğriliklerde günlük hayat normal şekilde devam edebiliyor

Skolyozun her çocukta farklı ilerleme gösterdiğini belirten Doç. Dr. Üçpunar, hafif ve orta dereceli eğriliklerde çocukların yaşam kalitesinin çoğunlukla etkilenmediğini söyledi.
“Bu derecelerdeki skolyoz, çocuğun okul hayatını, sportif etkinliklerini ve sosyal faaliyetlerini olumsuz etkilemez. Ağrı şikayetleri ise sanılanın aksine sürekli değildir. Düzenli egzersiz yapan ve kaslarını güçlendiren çocuklarda ağrı minimaldir.”

İleri olgularda cerrahi sonrası yaşam kalitesi normale dönüyor

İleri dereceli eğriliklerde cerrahi tedavinin gündeme gelebildiğini söyleyen Üçpunar, ameliyat sonrası yaşamla ilgili endişelerin gerçeği yansıtmadığını vurguladı:
“Modern cerrahi yöntemler sayesinde ameliyat geçiren çocuklar kısa süre içinde okuluna dönebiliyor, meslek edinebiliyor ve sosyal hayatın aktif bir parçası olabiliyor. Cerrahi çoğu zaman sürecin sonu değil, çocuğun yaşam kalitesini artıran yeni bir başlangıçtır.”

Psikolojik etkiler fiziksel şikayetlerden daha belirgin olabilir

Ergenlik döneminde görünüş hassasiyetinin arttığını hatırlatan Üçpunar, skolyozun çocuklarda estetik kaygı yaratabileceğini söyledi:
“Asimetrik omuzlar, kaburga çıkıntısı veya beldeki eğrilik özgüveni etkileyebilir. Bu yüzden aile desteği, okul çevresinin farkındalığı ve psikolojik güçlendirme tedavinin ayrılmaz bir parçasıdır.”

Geleceği kısıtlamayan bir tanı: Doğru yönetim anahtar rol oynuyor

Skolyozun doğru şekilde takip edildiğinde çocukların yaşamını sınırlamadığını vurgulayan Üçpunar sözlerini şöyle tamamladı:
“Skolyoz, ister egzersiz ve korseyle ister cerrahiyle tedavi edilsin; düzenli kontrol edilen çocuklar sağlıklı, üretken ve mutlu bireyler olabilir. Bu tanı bir engel değil, doğru destekle güçlenerek büyümenin bir yoludur.”