Sindirim sistemi ve kan şekeri dengesinde kritik rol oynayan pankreasın kötü huylu tümörleri, çoğu zaman geç belirti verdiği için ileri evrede teşhis ediliyor. Dünya Sağlık Örgütü verileri, pankreas kanserinin tüm kanser türleri arasında ölüm oranı en yükseklerden biri olduğunu gösteriyor. Risk faktörleri arasında sigara kullanımı, obezite, aile öyküsü ve uzun süreli diyabet başı çekiyor.
“Hastalığın erken evrede fark edilmesi çok zor”
Acıbadem Adana Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Özgür Yağmur, pankreas kanserinin genellikle sessiz ilerlediğini ve belirtilerin çoğu zaman göz ardı edildiğini söyledi.
Yağmur, “Hastalar doktora başvurduğunda genellikle hastalık ilerlemiş oluyor. Yüzde 70–80 oranında cerrahi şans kalmamış oluyor” dedi.
“Nedensiz kilo kaybı uyarıcı belirtilerden biri”
Dünya genelinde her yıl 250–300 bin pankreas kanseri tanısı konduğunu belirten Prof. Dr. Yağmur, özellikle şu belirtilere dikkat çekti:
· Nedensiz kilo kaybı
· Sarılık
· Büyük abdest renginde değişiklik
· Sırt bölgesine vuran ağrılar
· İştahsızlık
“Pankreas, karnın arka duvarına yakın uzun bir organ. Belirtiler geç ortaya çıktığı için hastalık tanındığında çoğu zaman ileri evrede oluyor” diye konuştu.
“Sigara ve pasif içicilik en önemli risklerden”
Prof. Dr. Yağmur, sigara kullanımının hastalığın başlıca nedenlerinden biri olduğunu vurgulayarak pasif içiciliğin bile risk oluşturduğuna dikkat çekti.
Ayrıca risk grubunda olanları şu şekilde sıraladı:
· Asbestle çalışan işçiler
· Obez bireyler
· Alkol tüketimi yüksek olanlar
· Diyabet hastaları
· Kronik pankreas iltihabı bulunanlar
· Ağır sanayi çalışanları
“Bu gruplarda hastalık riski belirgin şekilde artıyor. Kadınlarda pankreas kanseri oranının yükselmesinin en önemli nedenlerinden biri sigara kullanımının artması” dedi.
“Tedavide multidisipliner yaklaşım başarıyı artırıyor”
Pankreas ameliyatlarının vücuttaki en karmaşık operasyonlardan biri olduğunu belirten Yağmur, yeni bilimsel gelişmeler sayesinde sağkalım oranlarının arttığını ifade etti:
“Cerrahi tekniklerdeki ilerlemeler ve tıbbi tedavilerdeki yenilikler hastaların yaşam kalitesini ve tedavi başarısını artırıyor. Multidisipliner yaklaşım, tedavinin en kritik unsurlarından biridir.”