Manisa'nın Yunusemre ilçesinde 11 Ekim 2024 tarihinde, kırmızı ışık ihlali yaparak motokurye Hasan Emre'nin (27) ölümüne neden olan Ege Karaaslan (25) hakkında verilen ceza, ailenin adalet arayışını derinden etkiledi. Yerel mahkemenin Karaaslan’a verdiği 4 yıl 3 aylık hapis cezası, istinaf mahkemesinde 5 yıla çıkarıldı. Ancak, Karaaslan'ın cezaevinde geçirdiği süreyi göz önünde bulunduran mahkeme, tahliye kararına da imza attı.
"Acımız çok büyük"
Oğlunun ölümüne sebep olan sürücünün cezalarının artmasını beklerken tahliye kararıyla ikinci kez yıkıldığını belirten Fadime Emre, "Sürücü gereken cezayı alsın istiyorum. Acımız çok büyük ve bu kararla bir kez daha yıkıldık" dedi. Oğlu Hasan Emre'nin ölümüne neden olan Ege Karaaslan’a verilen cezanın ardından tahliye kararı, Emre ailesi için adaletin tam anlamıyla sağlanmadığı duygusunu pekiştirdi.
"Kanadımız kırıldı"
Baba Sadettin Emre ise mahkemenin verdiği kararın ardından duyduğu derin üzüntüyü şu sözlerle ifade etti: "İki çocuğum vardı, birisini kaybettik. Kanadımız kırıldı. Tahliye kararına itiraz ettik. Kaza ölümleri neden değersiz görülsün, anlamıyoruz. Karar verenler, çocuklarının başına gelse aynı şekilde mi karar verecekler? Cezanın arttırılması için elimizden geleni yapacağız."
"Bu bir kaza değil"
Abla Hülya Emre, kazanın bir "kaza" olarak nitelendirilemeyeceğini belirterek, "Kardeşimle birlikte yaşıyorduk. Yıllarca aynı evi paylaştık, birbirimizin her şeyiydik. Sabah iş için çıktı, ama bir başkasının hatası yüzünden geri dönmedi. Tüm raporlarda karşı tarafın yüzde 100 kusurlu olduğu belirtildi, cezayı artırdılar fakat tahliye kararı verildi. Bu bir kaza değil, kaza ile yargılanmasını istemiyoruz. Cinayetle yargılanmasını istiyoruz" dedi.
Aile adaletin yerini bulması için mücadele ediyor
Emre ailesi, sürücünün tahliye kararını kabul etmeyerek, daha ağır bir ceza alması için mücadele edeceklerini vurguladı. Aile, adaletin yerini bulması için ellerinden gelen her şeyi yapacaklarını belirtti. Hasan Emre’nin ölümüne yol açan olayın, sadece bir kaza değil, bilinçli bir ihmalkarlık olduğunu savunarak, adaletin sağlanması için başvuracakları her yolu deneyeceklerini açıkladılar.