Karabağlar ilçesi sınırlarındaki muhtarların tepkisine neden yüksek orandaki rayiç bedel artışı yargıya taşınıyor.
Yüksek orandaki rayiç bedel artışı
Bazı mahalle muhtarları artışın iptali için dava açmaya hazırlanıyor. Öte yandan Karabağlar Hak Arayanlar Derneği de artışla ilgili “Ödemekte güçlük çektiniz ödeyemediğiniz işçi emekçinin parasını yoksul ve dar gelirinden çıkarmak adına döneminizi kurtarmak için attığınız bu adımları kabul etmiyoruz reddediyoruz sayın başkan” açıklamasında bulunmuştu. Muhtarların itirazları doğrultusunda Karabağlar Belediyesi tarafından yeniden düzenlenen artış geçtiğimiz günlerde askıya çıkarılmıştı. Belediye Takdir Komisyonu tarafından hazırlanan taslaklara göre 2 bin TL ile 8 bin TL arasında değişen rayiç bedeller 20 bin TL ile 60 bin TL arasında yeniden belirlendi. Artışa bağlı olarak 2025 yılı emlak vergisi ve tapu bedeli de artacak. Ancak belirlenen rakamlara tepki gösteren bazı mahalle muhtarları ise dava açma kararı aldı. Rayiç bedel artışı yargıya taşınarak iptali istendi. Edinilen bilgilere göre Yüzbaşı Şerafettin Mahalle Muhtarı Halil Ecevit, Özgür Mahalle Muhtarı Resul Akpınar, Uzundere Mahalle Muhtarı Aylin Mert ve Cennetçeşme Mahalle Muhtarı İbrahim Emen dava açtı.
Dava dilekçesi dün İzmir Bölge Adliyesi’nde vergi mahkemeleri kalemine teslim edildi.
Dava dilekçesinde yer alan ifadeler
Yüzbaşı Şerafettin Mahalle Muhtarlığı tarafından hazırlana dava dilekçesinde şu ifadeler yer aldı;
Mahallemizdeki sokaklar için belirlenen metrekare rayiç değerleri, 20.000,00 TL – 50.000,00 TL ve 70.000,00 TL şeklindedir. Yaptığımız araştırma neticesinde İzmir’in hiçbir ilçesinde bu kadar fahiş metrekare değeri belirlenmemiştir. Denize en yakın ilçelerden birisi olan Güzelbahçe’de dahi en yüksek değer, sahil yoludur ve o bile 14.000,00 TL’dir.
Bahse konu değerler, dört yıl önceki metrekare değerlerinden en az % 1567, en çok % 7043 olmak üzere ortalama%2743 oranında arttırılmıştır. Yaptığım araştırma göstermektedir ki, aynı dönem için TÜİK verilerine göre belirlenen enflasyon artış oranı ise yüzde 428 civarındadır. Yani belirlenen metrekare değeri artış oranı, enflasyonun yaklaşık altı katıdır. Mahallemizde nazım imar planı yoktur. Bunun yanı sıra 31.12.2012 tarihli Resmi Gazetede 2012/4048 karar sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile riskli alan ilan edilmiş ve bu karar halen yürürlüktedir. Bu hususlar Davalı Belediye kayıtlarında da bellidir. Önceki dönemden yani 2022 yılından bu yana, mahallemizde imar uygulama işlemleri tamamlanmamış; mahallemize çocuk parkı, rekreasyon alanı, hastane, okul, yol gibi kamu yatırımı ya da özel site ve/veya bina yapılmamış, dolayısıyla mahallemizde arsa metrekare değerini, belirlenen oranda yani olağanüstü yükselten hiçbir gelişme yaşanmamıştır. Tam tersine kamu otoritelerinin de açıkça tespit ettiği üzere, mahallemizde yaşayan insanların alım güçlerinde çok büyük oranda gerileme yaşanmıştır. Emlak Vergisinin ödeme gücüne göre alınmasının hayati önem taşıdığı aşikardır. Davalı Belediyenin emlak vergisi birim değerlerini, hiçbir araştırma ve inceleme yapmaksızın, tamamen farazi biçimde ve fahiş oranda yükseltmesi kabul edilebilir, öngörülebilir, telafi edilebilir değildir ve Vergi Usul Kanunundaki ekonomik gerçeklik ve Anayasadaki verginin ödeme gücüne göre tahsil edilebilirliği ilkesine tamamen aykırıdır. Bu artışa rağmen mahallemizde önceki dönemden yani 2022 yılından bu yana herhangi bir altyapı yatırımı ve/veya kamusal hizmet genişlemesi de gerçekleştirilmemiştir. Mahallemizin tamamında henüz ve hala doğal gaz ve fiber internet bile yoktur. Mahallemizin tamamında günde 5 saat ile 10 saat arasında elektrik kesintileri yaşanabilmektedir. Mahallemizde banka şubesi ,ATM, PTT şubesi bulunmadığından maaşını çekmek , alış-veriş yapmak ve diğer ihtiyaçlar için yaklaşık 10 (on) kilometre uzaklıkta olan şehir merkezine ulaşabilmemiz için sadece 2(iki) tane otobüs 40 (kırk) dakikada bir hizmet vermektedir. 5(Beş) km uzaklıkta bulunan belediye binamıza ise buradan ulaşım sağlayabileceğimiz herhangi bir otobüs hizmeti mevcut değildir. Mahallemiz mevcut fiziksel ve sosyal koşullarıyla, olduğu gibi varlığını sürdürmeye çalışmaktadır. Bu durumda yapılan değer artışı, kamu yararı amacını taşımayan, öngörülemez, ölçüsüz ve keyfi nitelikte bir idari işlem anlamına gelmektedir. Davaya konu işlemle, Anayasanın mülkiyet hakkı (m. 35), vergi adaleti (m. 73) ve ölçülülük ilkesi açıkça ihlal edilmiştir. Vergi Usul Kanununun 49. maddesine göre takdir komisyonları, emlak vergisine esas sokak rayiç değerlerini teknik analizler ve kamu yararını esas alarak belirlemekle yükümlüdür. Ancak dava konusu işlem, hiçbir nesnel ölçüt veya teknik raporla desteklenmemektedir. Mahalle sakinlerimizin arasında üzerinde halen yaşamakta oldukları evlerinin bulunduğu arsaların kendilerine satışı için ilgili kamu idarelerine başvurular yapmış ve devir işlemlerinin tamamlanması bekleyen insanlar vardır. Bahse konu fahiş artış onların hak sahibi olması için tespit edilecek satış bedelini de doğrudan etkileyecek, onların bu haktan - faydalanmalarını belki de imkansız hale getirecektir.





