İzmir’in tarihi semtlerinden Seydiköy (Gaziemir), geçmişte kültürel çeşitliliği ve ticari hareketliliğiyle dikkat çeken bölgelerden biriydi. Bu canlılığın önemli aktörlerinden biri de Hanioti Ailesi idi. Kökeni Kithira Adası’na dayanan aile, Seydiköy’de tıp, ticaret ve sanayi alanlarında önemli izler bıraktı.
Hanioti Ailesi’nin en tanınan ismi: Theodoros Hanioti
Seydiköy’ün tanınmış ailelerinden biri olan Hanioti Ailesi, özellikle tıp alanında önemli isimler yetiştirdi. Ailenin en bilinen isimlerinden Theodoros Hanioti, Anna ile evlendi ve çiftin beş çocuğu oldu. Oğullarından Lampros Hanioti (1850-1908), bölgedeki ilk içki fabrikasının kurucusu olarak dikkat çekti. Lampros’un fabrikası, Seydiköy ve çevresinden topladığı üzümleri işleyerek şarap ve rakı üretimi yapıyor, bu ürünleri İtalya ve Almanya’ya ihraç ediyordu. Aynı zamanda Seydiköy ve İzmir’de iç pazara yönelik satış noktaları açarak ticari faaliyetlerini genişletti.
Seydiköy’ün sevilen doktoru: İllias Hanioti
Ailenin tıp alanında öne çıkan ismi ise İllias Hanioti (1869-1916) oldu. Seydiköy’de doğan İllias, ilk eğitimini burada aldıktan sonra Paris’te tıp eğitimi gördü. Mezuniyetinin ardından Seydiköy’e dönen ve burada doktorluk yapmaya başlayan Hanioti, kısa sürede halkın sevdiği bir isim haline geldi. Hollandalı De Hospied Ailesi’nin özel doktoru olarak da görev yaptı. Aynı zamanda bağ ve bahçelerle ilgilenerek tarımla da uğraştı. Ancak 47 yaşında tifo hastalığına yakalanarak hayatını kaybetti.
Tarihi köşk hala ayakta
İllias Hanioti’nin, Seydiköy’de tren istasyonunun yanında inşa edilen köşkü günümüzde hâlâ ayakta. Taş duvarları, ahşap döşemeleri ve geniş odalarıyla dikkat çeken yapı, dönemin mimari özelliklerini taşıyor. Köşkün girişinde bir oda muayenehane olarak kullanılmıştı.
Hanioti Ailesi’nin Seydiköy’de bıraktığı izler, yalnızca tıp ve ticaretle sınırlı kalmadı. Ailenin mezar taşları, Seydiköy’ün tarihi miraslarından biri olarak bugün Seydiköy Anı Evi’nin bahçesinde bulunuyor.
İzmir’de Levantenlerin etkisi
Hanioti Ailesi’nin de içinde bulunduğu Levanten topluluğu, İzmir’in tarihine önemli katkılar sundu. 17. ve 18. yüzyılda İzmir, Avrupa ve Osmanlı arasındaki en önemli ticaret merkezlerinden biri haline gelirken, şehre yerleşen Levanten tüccarlar ticareti geliştirdi. Yabancı tüccarlar, yerel Rum, Ermeni ve Gürcü topluluklarla etkileşime girerek, bölgenin kültürel yapısını daha da çeşitlendirdi. Rumca, farklı kökenlerden gelen Levantenler arasında ortak dil haline gelirken, evlilikler ve sosyal ilişkiler İzmir’de çok kültürlü bir yaşam biçimi oluşturdu.
Günümüzde hala varlığını koruyan Hanioti Köşkü ve mezar taşları, Seydiköy’ün geçmişine ışık tutan önemli izlerden biri olarak tarih meraklılarını bekliyor.