İzmir’in uzun vadeli içme suyu ihtiyacını karşılayacak Düvertepe Barajı Projesi'nde teknik süreç resmen başladı. Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen “İzmir İçme Suyu Projesi Düvertepe Barajı ve İçme Suyu Tesisleri Planlama Mühendislik Hizmetleri” ihalesi sonuçlandı. Yaklaşık maliyeti 72,9 milyon TL olarak belirlenen ihaleye 10 büyük mühendislik firması katıldı.
İhalede en düşük teklifi 70 milyon 996 bin TL ile Bar-Su Proje firması verdi. Teknik yeterlilik puanlamasında ise NFB Mühendislik, Tractebel Hidro Dizayn, Suiş Proje ve Dolsar Mühendislik gibi firmaların 100 tam puan alması dikkat çekti. Sürecin tamamlanmasının ardından kazanan firmayla sözleşme imzalandı ve proje planlama aşamasına geçti.
Tugay işaret etmişti: “Görev Devlet Su İşleri’nde”
Projede teknik süreç başlarken, siyasi sahiplenme tartışmaları yeniden gündeme geldi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, geçtiğimiz 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında yaptığı açıklamada, kentin yaşadığı su sıkıntısına dikkat çekmiş ve Düvertepe Barajı’nın acilen yapılması gerektiğini vurgulamıştı.
Tugay, o günkü demecinde şu ifadeleri kullanmıştı:
“Düvertepe Barajı’nın İzmir’in su ihtiyacını karşılaması ile ilgili planlama yıllar önce Devlet Su İşleri tarafından yapılmış. Eğer İzmir’de su kaynakları biterse, bir yerden su temin edilmesi lazım. Bu da Devlet Su İşleri’ne ait bir görevdir.”
Başkan Tugay’ın bu açıklaması, ihalenin sonuçlanmasıyla birlikte yeniden gündeme geldi. Tugay’ın işaret ettiği “merkezi hükümet sorumluluğu” vurgusu, projenin finansmanı ve yürütülmesi konusundaki yetki tartışmalarının halen devam ettiğini gösterdi.
Düvertepe Barajı, İzmir’in kaderini değiştirecek
Kentin su arz güvenliğini sağlamak açısından kritik öneme sahip olan Düvertepe Barajı’nın tamamlanmasıyla İzmir’in gelecekte yaşanabilecek kuraklık riskine karşı büyük bir koruma sağlanacak. Proje, İzmir’in uzun vadeli içme suyu ihtiyacını karşılayacak en büyük yatırımlardan biri olarak görülüyor. Barajın tamamlanmasının ardından İzmir’in mevcut su kaynaklarının üzerindeki baskı azalacak, özellikle yaz aylarında yaşanan su kesintileri ve kaynak yetersizlikleri büyük ölçüde ortadan kalkacak.





