Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) ile yurttaşların açtığı dava kapsamında, İzdemir Termik Santrali’nin 2014’ten bu yana 1. Sınıf Gayri Sıhhi Müessese Ruhsatı olmadan faaliyet gösterdiği ortaya çıkmıştı. Anayasa Mahkemesi (AYM) daha önce santral hakkında hak ihlali kararı vererek Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) sürecini sonlandırmıştı. Ancak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, bu karara rağmen santrale ÇED olumlu raporu vermişti.
Bilirkişi keşfi İzdemir’in itirazıyla ertelendi
14 Kasım 2025 tarihinde yapılması planlanan bilirkişi keşfi, İzdemir Enerji A.Ş.’nin bilirkişi heyetine yaptığı itiraz üzerine ertelendi.
EGEÇEP Sözcüsü Avukat Arif Ali Cangı, keşfin ertelendiğini doğrulayarak şu açıklamayı yaptı:
“Bilirkişi tartışması varsa keşfin ertelenmesi usule uygun ancak bu durum tesisin hukuka aykırı şekilde çalışmasına neden olmamalı. 6 Mart tarihli ÇED olumlu raporu, AYM kararına aykırı şekilde alındı. Halkın katılımı olmadan, atık bölümü ÇED raporundan çıkarılarak onaylandı.”
“Santral kaçak çalışıyor, keşfe gerek yok”
Cangı, santralin uzun süredir ruhsatsız şekilde çalıştığını hatırlatarak, mahkemenin artık keşfe gerek duymadan yürütmeyi durdurma kararı vermesi gerektiğini vurguladı.
“2014’ten bu yana ruhsatsız çalışan bir tesis var. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzdemir şu anda davalı konumda. Daha önceki tüm hukuki mücadelelerde lehimize karar çıktı. Santralin ÇED’i geçersiz, faaliyeti ise kaçak. Bu nedenle mahkemenin vakit kaybetmeden yürütmeyi durdurma kararı alması gerekir.”
“Erteleme, santralin çalışmasına gerekçe olmamalı”
EGEÇEP temsilcileri, bilirkişi keşfinin ertelenmesinin santralin çalışmasına yasal bir gerekçe oluşturmadığını belirtti. Çevreciler, Aliağa ve çevresinde yaşayan halkın sağlığının tehdit altında olduğunu savunarak sürecin bir an önce sonuçlanmasını istiyor.
Ne olmuştu?
Aliağa’daki İzdemir Termik Santrali, 2014 yılında faaliyete geçmiş ancak ÇED süreci ve ruhsat prosedürleri nedeniyle tartışmaların odağı olmuştu. Çevreciler, santralin hava, su ve toprak kirliliğine yol açtığını, bölgedeki halk sağlığını tehlikeye attığını savunuyor. Yargı süreci ise hâlâ devam ediyor.




