Misilleme sözü veren İran İsrail'e yüze yakın SİHA fırlattı. İran ve İsrail arasındaki gerilim hiç olmadığı kadar yüksek. Peki büyük bir savaşın patlak vermesi halinde tarafların askeri gücü gidişatı nasıl etkileyebilir?
Rakamlarla savunma güçleri
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (IISS), iki ülkenin ordularının askeri gücünü çeşitli resmi ve açık kaynak yöntemlerini kullanarak karşılaştırıyor. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü gibi çeşitli diğer kuruluşlar da değerlendirmeler yapıyor, ancak verilerini açıklamayan ülkeler için bu değerlendirmelerin doğruluğunu ölçmek daha zor. Oslo Barış Araştırmaları Enstitüsü'nden (PRIO) Nicholas Marsh'a göre IISS, dünya çapında ülkelerin askeri gücünü değerlendirmede bir ölçüt olarak görülüyor. İran, İsrail'den çok daha büyük bir ülke ve nüfusu yaklaşık 89 milyon. İsrail'in nüfusu ise yaklaşık 10 milyon. İran'ın asker sayısı da İsrail'in altı katı kadar. IISS'e göre İran'ın asker sayısı 600 bin, İsrail'inki ise 170 bin. İsrail ve İran birbirlerine 2.100 kilometre uzakta. IISS, İsrail'in savunmaya İran'dan daha fazla harcama yaptığını ve bunun da olası bir çatışmada önemli bir güç sağladığını söylüyor. IISS'e göre İran'ın savunma bütçesi 2022 ve 2023 yıllarında yaklaşık 7,4 milyar dolardı. İsrail'in bütçesi ise bunun iki katından fazla, yaklaşık 19 milyar dolar. IISS, İsrail'in GSYİH'sine oranla savunma harcamalarının da İran'ın iki katı olduğunu söylüyor.
Üstünlük İsrail'de
IISS verileri İsrail'in savaşa hazır 340 askeri uçağa sahip olduğunu ve bu sayede hassas hava saldırılarında üstünlük sağladığını gösteriyor. Bu jetler arasında uzun menzilli F-15 uçakları, radardan kaçabilen yüksek teknolojili "hayalet" uçaklar diye nitelendirilen F-35'ler ve hızlı saldırı helikopterleri bulunuyor. IISS, İran'ın savaş kabiliyetine sahip yaklaşık 320 uçağı olduğunu tahmin ediyor. Bu jetlerin yaşı 1960'lara kadar uzanıyor. Envanterde F-4'ler, F-5'ler ve F-14'ler de var. Ancak Nicholas Marsh, bu eski uçaklardan kaç tanesinin gerçekten uçabildiğinin belirsiz olduğunu ve yaptırımlar nedeniyle yedek parça tedarik etmenin son derece zor olacağını söylüyor. Defence Eye editörü Tim Ripley, İsrail'in İran'a öncelikle füzelerle saldırabileceğini söylüyor. İran'ın füze envanteri Orta Doğu'nun en geniş ve en çeşitlisi olarak kabul ediliyor. ABD Merkez Komutanlığı'ndan General Kenneth McKenzie 2022 yılında İran'ın "üç binden fazla" balistik füzeye sahip olduğunu söylemişti. 1980-1988 yılları arasındaki Irak-İran savaşının ardından İran, füze sistemleri ve insansız hava araçları envanteri üzerinde kapsamlı çalışmalar yürüttü. Ülke, kısa ve uzun menzilli füzeler ve insansız hava araçları geliştirdi ve bunların birçoğu yakın zamanda İsrail'e ateşlendi. Husi isyancıların Suudi Arabistan'ı hedef alan füzelerini inceleyen analistler bunların da İran yapımı olduğunu söylüyor. CSIS Füze Savunma Projesi'ne göre İsrail de birçok ülkeye füze ihraç ediyor. IISS raporlarına göre İran'ın yaşlanan donanmasında yaklaşık 220 savaş gemisi bulunurken, İsrail'in 60 civarında gemisi var. Analistler İran'ın donanmasının bir savaşta mücadele edebilecek kapasitede olmadığını söylüyor. İsrail'in kendi nükleer silahlarına sahip olduğu düşünülüyor ancak resmi olarak bir muğlaklık politikası yürütüyor. İran'ın nükleer silahlara sahip olduğu düşünülmüyor ve aksi yöndeki suçlamalara rağmen, sivil nükleer programını nükleer silahlı bir devlet olmak için kullanmaya çalıştığı yönündeki iddiaları reddediyor. Defence Eye'dan Tim Ripley, İsrail'in İran'la bir kara savaşına girme ihtimalinin çok düşük olduğunu söylüyor. Ripley, "İsrail'in en büyük avantajı hava gücü ve güdümlü silahları. Yani İran'daki kilit hedeflere hava saldırısı düzenleme potansiyeline sahip" diyor. İsrail'in büyük olasılıkla havadan yetkilileri ve petrol tesislerini hedef alacağını söylüyor. Geçmişte İranlı üst düzey askeri yetkililer ve siviller hava saldırılarında öldürüldü. Örneğin İran'ın İsrail'e saldırısına neden olan, 1 Nisan'da Suriye'nin başkentindeki İran konsolosluk binasının vurulması. İsrail bu saldırının ya da önde gelen İranlı yetkilileri hedef alan bir dizi saldırının sorumluluğunu üstlenmedi.