Şehit Pilot Binbaşı Serdar Uslu’nun ismi memleketinde yaşatılacak
Şehit Pilot Binbaşı Serdar Uslu’nun ismi memleketinde yaşatılacak
İçeriği Görüntüle

Almanya'dan İstanbul'a tatile gelen dört kişilik Böcek ailesinin Fatih'te zehirlenme şüphesiyle tedavi gördükleri hastanede hayatını kaybetmesinin ardından zehirlenme vakaları tekrar gündeme geldi. Ailenin konakladığı otelde yapılan ilaçlamada kullanılan kimyasalların da zehirlenmeye yol açmış olabileceği değerlendiriliyor. Soruşturma kapsamında Emniyet'te ifade veren ilaçlama şirketinin sahibi olan şüpheli Z.K., şirketinin altı yıldır faaliyet gösterdiğini, haşere ilaçlama üzerine çalıştıklarını belirterek herhangi bir eğitim sertifikasının olmadığını, Sağlık Bakanlığından onaylı ilaçları kullandıklarını öne sürdü. Peki Türkiye'de ilaçlama ile ilgili hangi yasal düzenlemeler mevcut? Şirketler hangi ilaçları kullanabiliyor ve kimden onay alıyor? Denetim sorumluluğu kimde?

Zehirlenmelerden şirket sorumlu

Uzmanlara göre alüminyum fosfit, uzman olmayan kişilerce veya doğru koşullar sağlanmadan kullanıldığında solunum yoluyla ani ölümlere yol açabilecek kadar güçlü bir kimyasal. Alüminyum fosfitin nemle temas ettiğinde fosfin gazı açığa çıkardığını ve ölümcül olabildiğini belirten uzmanlar "Fosfin solunduğu anda hücresel solunumu durdurur, kısa sürede şiddetli solunum sıkıntısı, kalp ritim bozuklukları, dolaşım çökmesi ve çoklu organ yetmezliği oluşturur" diyor. Uzmanlar, alüminyum fosfit gibi kimyasalların halk sağlığı ve iş güvenliği açısından nasıl kullanılması gerektiğini ise şu şekilde anlatıyor: "Bu madde yalnızca lisanslı ve yetkilendirilmiş kişilerce, tamamen boşaltılmış alanlarda, sıkı güvenlik protokolleriyle, kayıt tutularak ve havalandırma süresi tamamlandıktan sonra kullanılabilir. Turizm işletmeleri açısından risk çok daha yüksektir; aynı yapı içinde yüzlerce kişi konaklamaktadır." Oteldeki ilaçlama ile ilgili denetim eksiklerine de dikkat çeken uzmanlar "Oysa şu soruların yanıtlanması gerekir: Otel en son ne zaman denetlendi, denetimlerde uygunsuzluk tespit edildi mi, ilaçlama işlemleri kayıt altına alındı mı ve kullanılan kimyasalların denetimi kim tarafından yapıldı?" diye soruyor. İlaçlama yapan şirketler, kullanabilecekleri ilaçlar için Sağlık Bakanlığından izin almak zorunda. Başvuru için gereken belgeler arasında uygulanacak ilaçlama yöntemlerini gösteren belgeler de yer alıyor. Biyosidal ürünlerin kullanım şekli ve piyasaya sürülme şartları ise 2009'da Resmi Gazete'de yayımlanan "Biyosidal Ürünlerin Kullanım Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik" ile düzenleniyor. Yönetmeliğe göre bu ürünleri kullanarak ilaçlama hizmeti vermek isteyen tüzel kişiler ve kamu kuruluşları, faaliyet gösterecekleri ilin Sağlık Müdürlüğüne müracaat ediyor. Yönetmeliğe göre ilaçlama faaliyetini yürütecek ekipte sorumlu olarak en az bir tıbbi teknolog, sağlık memuru, hemşire, kimya teknisyeni veya ziraat teknisyeni bulunması zorunlu. "Halk Sağlığı Alanında Haşerelere Karşı İlaçlama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik"in 25'inci maddesine göre gerekli izni almadan faaliyet gösteren işyerlerinin kapatılması ve faaliyetlerinin durdurulması gerekiyor. İzinsiz olarak faaliyetine devam eden şahıs veya firmalara idari para cezası uygulanıyor. Aynı zamanda sorumlular hakkında genel hükümlere göre yasal işlem yapılması öngörülüyor. Yönetmeliğin 26'ncı maddesinde denetim yetkisi "İlaçlama izni alanların işyerleri, ilaçlama ekipleri sağlık teşkilatının daimi denetimi altındadır" şeklinde tanımlanıyor. Buna göre sağlık teşkilatınca görevlendirilen ekipler işyerini, ekipleri, kullandıkları alet, cihaz ve gereçleri, ilaçlama işlemlerini denetleyebiliyor, gerekli gördüklerinde kullanılan ilaçlardan numune alabiliyor. Yönetmeliğin 15'inci maddesine göre kaza ve zehirlenme vakalarının sorumluluğunun şirkette olduğu "Kaza ve zehirlenmelere karşı gerekli tedbirlerin aldırılmasından herhangi bir kaza ve zehirlenme halinde ilkyardımın yaptırılmasından ve bir tedavi kuruluşuna sevkinden ekip sorumlusu, mesûl müdür ve işyeri sahibi ayrı ayrı sorumludur" ifadeleriyle belirtiliyor. Yönetmelik, verilecek cezalarla ilgili ise Türk Ceza Kanunu'na (TCK) atıf yapıyor. TCK'da, ilaçlama kaynaklı zehirlenme vakalarıyla ilgili doğrudan bir madde bulunmuyor. Ancak TCK'nın "Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar" bölümünde 185'inci maddede 2 fıkra bulunuyor. Buna göre kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye düşüren kişilere 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası verilebiliyor. Örneğin geçen sene yaşanan bir ilaç zehirlenmesi vakasında, Konya'da kiracı olarak oturduğu daireye döktüğü böcek ilacı nedeniyle üst kattaki 8 yaşındaki çocuğun hayatını kaybetmesine, 6 kişinin de zehirlenmesine sebep olan iki kişi hakkında "taksirle bir kişinin ölümüne ve birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma" suçlamasıyla 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talep edilmiş, sanıklara 5'er yıl hapis cezası verilmişti.


Kaynak: Haber Merkezi