Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Nazım Karalezli, kemik tümörlerinin erken dönemde çoğu zaman basit ağrılarla kendini gösterdiğini ancak bu şikâyetlerin genç yaş grubunda daha dikkatle ele alınması gerektiğini söyledi. Kemik tümörlerinin iyi huylu ya da kötü huylu olabileceğini belirten Karalezli, ağrıların çoğu zaman vücudun “uyarı mekanizması” olduğunu vurguladı.

Kemik tümörleri nasıl sınıflandırılıyor?

Tümörlerin her zaman kötü huylu olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Karalezli, kemik tümörlerini iki ana grupta değerlendirdiklerini söyledi:

· İyi huylu tümörler

· Kötü huylu tümörler (kanserler)

Kötü huylu tümörlerin hem kemiğin kendi kanserlerinden hem de başka organlardan kemiğe sıçrayan metastazlardan kaynaklanabildiğini belirten Karalezli, “En sık metastaz yapan kanserler akciğer, meme, böbrek, tiroit ve prostat tümörleridir” dedi.

En önemli belirti: dinlenme sırasında bile geçmeyen ağrı

Kemik tümörlerinin çoğunda belirgin şikâyetin ağrı olduğuna dikkat çeken Karalezli, özellikle şu özelliklere sahip ağrıların ciddiye alınması gerektiğini söyledi:

· Gece artan ağrı

· Dinlenme sırasında dahi geçmeyen ağrı

· Zamanla şiddeti artan ve ilaçlara yanıt vermeyen ağrı

Karalezli, “Ağrı vücudun savunma ve uyarı mekanizmasıdır. Süreç uzuyorsa mutlaka araştırılması gerekir” ifadelerini kullandı.

Risk yaş grupları ve tümörlerin sık görüldüğü bölgeler

Yaşla birlikte tümör tiplerinin değiştiğini belirten Karalezli şunları aktardı:

· Primer kemik tümörleri en sık 10–20 yaş aralığında görülüyor.

· Metastatik tümörler ise çoğunlukla 50 yaş sonrası ortaya çıkıyor.

Tümörlerin vücutta yerleştiği bölgelerin de yaşa göre değiştiğini söyleyen Karalezli, “Gençlerde en sık diz ve omuz çevresi ağrıları görülür. Metastatik tümörlerde ise omurga ve kalça çevresi öne çıkar” dedi.

Tanıda görüntüleme kritik, kesin teşhis biyopsiyle konuluyor

Kemik tümörlerinde kan testlerinin sınırlı bilgi verdiğini belirten Karalezli, görüntüleme yöntemlerinin tanıda büyük önem taşıdığını söyledi.
En sık kullanılan yöntemler:

· Röntgen

· BT (Bilgisayarlı tomografi)

· MR

Saç dökülmesini önlemenin etkili yolları
Saç dökülmesini önlemenin etkili yolları
İçeriği Görüntüle

· Sintigrafi

“Kesin tanı biyopsi ile konulur” diyen Karalezli, doğru tanı için multidisipliner değerlendirmenin şart olduğunu ekledi.

Tedavide takipten cerrahiye uzanan geniş seçenekler var

Bazı iyi huylu tümörlerin yalnızca takip edilebildiğini belirten Prof. Dr. Karalezli, şu durumlarda cerrahi gerektiğini ifade etti:

· Kırık riski

· Sinir veya damar basısı

· Kemikte şekil bozukluğu oluşturması

Kötü huylu tümörlerde ise cerrahinin temel tedavi olduğunu söyleyen Karalezli, gerektiğinde kemoterapi ile kombine tedaviler uygulanabildiğini vurguladı.
“Uzvu koruyucu cerrahi teknikleri son yıllarda büyük ilerleme kaydetti ancak bazı durumlarda ampütasyon hâlâ gerekli olabiliyor” dedi.

Yanlış inanışlar tedaviyi geciktiriyor

Toplumda sık görülen “tümöre neşter vurulursa azar” inanışının yanlış olduğuna dikkat çeken Karalezli, cerrahiden kaçınmanın tümörün ilerlemesine neden olabileceğini belirtti.
“Yanlış tedavi edilen kötü huylu tümörler tekrarlayabilir, bu nedenle hastaların patoloji sonuçlarını takip etmesi hayati önem taşır” dedi.

Kaynak: IHA