Birçok kişi tarafından sıradan karın ağrısı ya da apandisit olarak düşünülen vakaların, nadir görülen ancak hayati öneme sahip bir kanser türünün işareti olabileceği uyarısı yapıldı. Medipol Acıbadem Bölge Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Hüsnü Aydın, apandis kanserinin özellikle genç yaşlarda görülme oranının arttığını, erken teşhis ve doğru tedavinin hastalığın seyrini belirlediğini vurguladı.
Nöroendokrin tümörler gençlerde daha sık
Apandis kökenli kanserlerin alt tiplere ayrıldığını belirten Doç. Dr. Aydın, “Klinikte en sık nöroendokrin tümörler, adenokarsinomlar ve müsinöz tümörlerle karşılaşıyoruz. Nöroendokrin tümörler gençlerde daha sık ve genellikle daha iyi seyirli oluyor. Adenokarsinomlar ileri yaşlarda görülüyor ve daha agresif olabiliyor. Müsinöz tümörler ise salgıladıkları sıvı nedeniyle karın zarına yayılabiliyor” dedi.
Tanı çoğunlukla ameliyat sonrası konuluyor
Apandis kanserinin genellikle klasik apandisit vakası sanılarak yapılan ameliyatların ardından tesadüfen ortaya çıktığını söyleyen Aydın, “Çoğu hasta apandisit şüphesiyle ameliyat ediliyor. Patoloji sonucunda kanser tespit ediliyor. Bu nedenle ameliyat sonrası çıkan patoloji raporu mutlaka incelenmeli” diye konuştu.
Tek başına apandisit ameliyatı yeterli olmayabilir
Doç. Dr. Hüsnü Aydın, hastalığın evresine göre tedavi planının değiştiğini belirterek, “Erken vakalarda sadece apandisin alınması yeterli olabilir. Ancak bazı hastalarda kanserli hücreler geride kalabilir. Özellikle müsinöz tipteki tümörler karın zarına, adenokarsinomlar ise lenf nodlarına ve bağırsaklara yayılabilir. Bu yüzden hastalar mutlaka tümör konseyinde değerlendirilmelidir. Cerrah, onkolog ve patolog birlikte en doğru tedavi planını oluşturmalıdır” ifadelerini kullandı.
“Erken teşhis hayat kurtarır”
Doç. Dr. Aydın, apandis kanserinde erken tanının önemine dikkat çekerek, “Doğru tedaviyle yüksek başarı elde edilebiliyor. Karın ağrılarını hafife almayın, patoloji raporlarını ihmal etmeyin” uyarısında bulundu.





