Azerbaycan tarihine kara bir leke olarak kazınan 20 Ocak 1990 Kanlı Yanvar (Kanlı Ocak) ve 26 Şubat 1992 Hocalı Soykırımı, Türkiye'de her yıl anılmaya devam ediyor. İki devlet bir millet şiarıyla Türkiye'de soykırımları lanetlediklerini ifade eden Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü'nden Prof. Dr. Vefa Kurban, her iki olayın da Azerbaycan’ın bağımsızlık mücadelesinde kritik bir rol oynadığını vurguladı.
Hocalı: İnsanlık tarihine kazınan bir trajedi
Prof. Dr. Kurban, Hocalı Katliamı’nın Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesinde, Ermeni güçleri ve Sovyet destekli 366. Motorize Alayı tarafından gerçekleştirildiğini hatırlatarak, "Bu soykırımda 613 Azerbaycanlı sivil katledildi, yüzlercesi yaralandı ve binlercesi evlerinden edildi. Kadın, çocuk ve yaşlı demeden yapılan bu katliam, uluslararası toplumun gözü önünde yaşanmasına rağmen yeterince kınanmadı" dedi.
Kanlı Ocak: Bağımsızlık ateşini yakan gün
20 Ocak 1990’da Sovyetler Birliği'nin Azerbaycan'daki bağımsızlık hareketini bastırmak için Bakü’ye tanklarla girdiğini belirten Prof. Dr. Kurban, "147 sivilin hayatını kaybettiği bu saldırı, Azerbaycan halkının özgürlük mücadelesini durdurmadı, aksine bağımsızlık iradesini daha da güçlendirdi" dedi.
Uluslararası adalet çağrısı
Her iki olayın da uluslararası kamuoyuna doğru ve eksiksiz aktarılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Kurban, "Hocalı Soykırımı ve Kanlı Ocak, Azerbaycan halkı için yalnızca birer tarihî anı değil, aynı zamanda ulusal birlik ve dayanışmanın sembolleridir. Adaletin sağlanması için diplomatik mücadele sürdürülmelidir" diye konuştu.