SİYASET

DEM Parti'den Bahçeli'ye tutarlı siyaset mesajı

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, TBMM'de kurulan süreç komisyonunun İmralı'ya gerçekleştireceği ziyareti değerlendirdi. DEM Partili Bakırhan ayrıca CHP'nin gitmeme kararı için, "Cumhuriyet Halk Partisi'nin 'İmralı'ya gidilsin mi, gidilmesin mi?' ya da 'SEGBİS ile bir bağlantı kurulmasın mı?' tartışmasını çok talihsiz görüyorum. Çok üzüldüm. Dolayısıyla bu durumu eleştiriyoruz" dedi.

Abone Ol

Bakırhan: Öcalan da, Bahçeli de söylediği sözü devam ettiriyor

Tuncer Bakırhan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 1 Ekim'deki açıklamasını "cesur bir çıkış" olarak değerlendirerek, "Barışı toplumsallaştırmak gerekiyor. Bunun yolu da atılacak kimi adımlardadır. Yani yasal düzenleme gerektirmeyen, idari kararlarla çözülebilecek; toplum 'Bak, bu iş ilerliyor, iyiye doğru gidiyor' diyebilecek. Nefes almamızı sağlayacak bir barış iklimi yaratacak adımlar atılabilir. Cezaevleri tıklım tıklım. Hâlâ kayyımlar duruyor. Hâlâ, muhalefetin belediyelerine kayyımlar atanıyor. Belediye eşbaşkanları, belediye başkanları tutuklanıyor, yargılanıyor. Büyük iddianamelar hazırlanıyor. Dolayısıyla iktidar da burada biraz yapıcı olmalı; yürütme erki olarak tereddütleri giderici, barışı toplumsallaştırıcı bir rol oynamalı" ifadelerini kullandı. DEM Partisi Eş Genel Başkanı Bakırhan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, "Gerekirse İmralı'ya ben giderim" açıklamasına ilişkin, "Sayın Bahçeli en başından beri tutarlı bir siyaset izliyor. Çıktığı günle aslında aynı şeyleri söylüyor. Aslında iki tane aktör ilk söylediği sözü devam ettiriyor. Öcalan da Sayın Bahçeli de bunu yapıyor" değerlendirmesinde bulundu. Cumhuriyet Halk Partisi'nden beklentimiz büyük; iktidar hedefi olan bir partidir. İktidar hedefi olan bir parti, Türkiye'nin en temel meselesinin çözümünde gerekirse cesur olmalı ve risk almalıdır. Kim tabanının hassasiyetine sığınarak siyaset yürütebilir? Tabanlarımız, 100 yıldır, son 50 yıldır öylesine karşı karşıya getirildi ki… Öylesine kötü algılar oluşturuldu ki bazen duygusal davranabiliyor, bazen soruyor, bazen sorguluyor, bazen de karşı noktada durabiliyor. Siyasetin görevi cesur olmak ve tabanını bu meselelere dahil etmek için bir çerçeve, bir perspektif ortaya koymaktır. Cumhuriyet Halk Partisi'nden tabii ki beklentilerimiz var. Bu meselenin çözümü 86 milyonun ilgilendiriyorsa, 86 milyonun hatırı sayılır bir kesimini temsil eden bir partinin bu meselede sağa sola bükmeden, iktidar karşıtlığına sıkıştırmadan, bu meselenin çözümünde bir kez daha aktif rol oynaması gerekiyor."