Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi Caroline Koç, merhum eşi Mustafa Koç ile yıllar önce dekore ettikleri Kandilli’deki Boğaz manzaralı köşklerinin kapılarını ilk kez Admiddleeast dergisine açtı. Osmanlı ve Avrupa kültürlerinden izler taşıyan tarihi köşkün gizli kalmış hikayesini paylaşan Koç, evi ilk gördüğü andan itibaren hissettiği büyüleyici duyguları anlattı.
“Sanki bizi bekliyordu”
Yüzyıldan kalma bu görkemli yapı, Koç çifti için adeta bir keşif oldu. Caroline Koç, köşkü ilk gördüğü anı şu sözlerle ifade etti:
“Bu güzel ev, olgun çam ağaçlarının ve iki muhteşem manolyanın arkasında, neredeyse gizli bir şekilde saklıydı. Mustafa ve ben daha önce hiç fark etmemiş olmamıza inanamadık. Sanki hep bizi bekliyormuş gibiydi. Tepeye doğru yürürken kalbim çarpıyordu. İlk görüşte aşık oldum, özellikle de bahçe ve manzaraya. Çok bakımsız olmasına rağmen, yadsınamaz bir çekiciliği vardı. Mimarisi zamansızdı, karmaşık detaylar ve sık sık görmediğiniz bir karakter duygusu vardı. Anlatacak kendi hikayeleri varmış gibi hissettiriyordu. En büyüleyici özelliklerden biri, içinde yürürken ahşap zeminlerin gıcırtısıydı. Odalar nefes alıyor gibiydi ve bana bu şehrin zengin tarihini ve ruhunu hatırlattılar. Ev sanki bize nasıl canlandırılmak istediğini gösteriyordu."
Zamansız mimarisi ve ince detaylarıyla dikkat çeken bu tarihi köşk, Koç çiftinin özenli restorasyon sürecinden geçti. Ahşap zeminlerin nostaljik gıcırtısı, nefes alan odalar ve büyüleyici bahçe, köşkün ruhunu bugüne taşıyor.
Sanat, tarih ve doğanın buluştuğu bir atmosfer
Köşk, hem mimari hem de dekorasyon açısından sanat ve tarihin eşsiz uyumunu yansıtıyor. Çek tasarımcı Jindrich Halabala’nın 1930’lu yıllara ait koltukları, sanatçı Tayfun Erdoğmuş’un boyadığı duvarlara eşlik ediyor. Duvarlar ayrıca Marc Quinn ve Taner Ceylan gibi önemli sanatçıların eserleriyle tamamlanıyor.
Evin dikkat çeken diğer detayları arasında Frank Gehry’nin Contour sandalyesi, Osmanlı motifleriyle süslenmiş Uşak halısı ve antika Çin saray dolabı yer alıyor. Koç ailesinin at yarışlarından kazandığı spor kupaları, özel bir sergi alanında sergilenerek köşkün tarihine farklı bir anlam katıyor.
Boğaz’a akıyormuş gibi duran sakin havuz, bahçedeki Çin heykelleriyle tiyatro sahnesi havası yaratıyor. Köşkün çevresini saran doğal güzellikler için Caroline Koç, “İstanbul’un Asya yakası, kalbimde her zaman özel bir yere sahip. Geleneklerine bağlı, sessiz ve muhteşem Boğaz manzaraları sunan bir yer” ifadelerini kullanıyor.