MÖ 8. yüzyıla tarihlenen bu yazıt, Gihon Pınarı'ndan Siloam Havuzu'na su taşıyan 533 metre uzunluğundaki tünelin içinde yer alıyor.
İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde sergileniyor
Yazıt, tünelin inşasını anlatan altı satırlık bir metin olup, Eski İbranice alfabesiyle yazıldı. Metinde, iki işçi ekibinin tünelin kuzey ve güney uçlarından kazıya başlayarak ortada buluştuğu belirtiliyor. Bu buluşma, sadece 1-2 metre hata payıyla gerçekleşen bir mühendislik harikası olarak öne çıkıyor. Yazıt, işçilerin suyun sesini takip ederek yön bulduğunu ve zorlu koşullarda çalıştığını betimliyor. Hezekiah Tüneli, Asur İmparatoru Sennaherib'in MÖ 701'deki kuşatmasına karşı su kaynaklarını korumak için inşa edildi. İncil'de, 2. Krallar 20:20'de Hezekiah'ın bu tünel ve havuzu yaptığına dair bir kayıt bulunuyor. Şiloah Yazıtı, antik Yahuda Krallığı'ndan kalan tek kamu inşaatı anıtı olarak eşsiz bir öneme sahip. Mısır ve Mezopotamya yazıtlarından farklı olarak, kralın adı doğrudan anılmıyor, bu da dikkat çekiyor. Yazıt, 1880 yılında Conrad Schick'in öğrencisi Jacob Eliahu tarafından tesadüfen keşfedildi. Genç, tünelde yüzerken duvardaki harfleri fark etti ve öğretmenine bildirdi. Keşif sırasında yazıt, mineral birikintileriyle kaplıydı; temizlendikten sonra okunabilir hale geldi. Ancak 1890 yılında, Osmanlı yönetimi döneminde yazıt, tünelin duvarından kesilerek çıkarıldı. Bu işlem sırasında taş levha hasar görse de metnin çoğu korundu. Yazıt, Osmanlı yetkilileri tarafından İstanbul'a getirildi ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nde sergilenmeye başlandı. Halen bu müzede korunan yazıt, paleo-Hebrew yazısıyla MÖ 700'lere tarihleniyor. Bazı kelimelerin çevirisi hâlâ tartışma konusu olsa da, yazıt İncil'in tarihsel doğruluğunu destekliyor. Şiloah Yazıtı, antik mühendislik ve dini tarihin kesişiminde eşsiz bir belge olarak değerini koruyor. Bugün İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nde ziyaret edilebilen bu eser, Kudüs'ün geçmişine ışık tutuyor.




