Evinden çıktıktan sonra Belgrad Ormanı'nda yürüyüş yapmak için çıkan mimar Ece Gürel, bir daha geri dönmemişti. Ece Gürel için arama ve kurtarma ekipleri seferber olmuştu. Yapılan arama çalışmalarının ardından Ece Gürel, ormanda sağ olarak bulunmuştu. Ece Gürel, sağlık ekiplerinin müdahalesi ile hastaneye kaldırılsa da hipotermi yaşamını yitirmişti.
Ece Gürel'in ölümünün ardından birçok iddia ortaya atıldı. Bu iddialardan en çok dikkat çekeni ise Ece Gürel'in cadılık eğitimi aldığı ve ormana bu nedenle gittiği oldu. Ece Gürel'in internet üzerinden canlı yayında cadılık dersi aldığını söyleyen Hale Nur Özen isimli şahıs ise gözaltına alınmasının ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Tüm bu iddiaların ardından dün, bir sosyal medya kullanıcısının 2023 yılında Belgrad Ormanı'nda çektiği video gündeme oturdu. Cadı kostümü giyen bir grubun görüntüleri dikkat çekti. Sosyal medya kullanıcısı o anları, “Haziran 2023 yılında Belgrad’da çekmiştim. O zaman komik gelmişti, şimdi ise korku filmi gibi.” notunu düştü.
Konuyla ilgili uzmanların görüşleri ise bu tip eylemlere yönelen insanların iç dünyalarını yansıttığı yönünde.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: Bu insanlar Orta Çağ'a geri dönmüşler
Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, çığlık terapisi yönteminin psikiyatri dünyasında 1970'li yıllarda 15 sene kadar denendiğini ancak faydası olmadığı için vazgeçildiğini söyledi. "Çığlık atmak geçici rahatlama sağlıyor, o dönem bir uzman eşliğinde kişinin eline yastık verilerek yapılırdı ancak ormanda tek başına çığlık terapisi olmaz" diyen Tarhan, "Kişi, boşlukta olduğunda bu tarz uğraşlara yöneliyor. Astroloji, astral seyahat meraklıları bunları deneyebiliyor" ifadelerini kullandı. Kişinin bu terapi yönteminde astral seyahata çıkarak olgunlaşıp döneceği düşüncesi olduğunu anlatan Tarhan, "Ece Gürel'in depresyon acısı ile bu yöntemi denediği kanaatindeyim" dedi.
Tarhan, "Bu insanlar Orta Çağ'a geri dönmüşler, ben bu eğitimi alanı da vereni de kınamıyorum çünkü insanlar varoluş boşluğu içerisindeler. Modernizm ve kapitalizm insanları hasta etti, şimdi de çare bulmaya çalışıyor. İnsanlar genetik algoritmalarından koptu, hayal ile gerçek birbirine karıştı. Evrene sahip olabileceğini düşünmeye başladı, her şeyi yapacağına inandı. Biz buna sosyal şizofreni diyoruz ve dünya bu yöne evriliyor" dedi.
Prof. Dr. Hakan Türkçapar: Bunlar sahte bilim
Psikiyatri Profesörü Dr. Hakan Türkçapar ise Arthur Janov'un tamamen kendi deneyimlerine göre çığlık terapisi yöntemini ortaya attığını belirterek, "Bu bir sahte bilim, kişinin bastırılmış olumsuz çocukluk anılarından bağırarak kurtulacağını ve travmanın bu şekilde çözümleneceğini savunuyor. Ne kuramsal ne de etkisi açısından kabul edilen bir yöntem değil" ifadelerini kullandı. Bu tarz yöntemlerin placebo etkisi yarattığını anlatan Türkçapar, "Aile dizilimi, özgürlük terapisi gibi uygulamalar önemli rahatsızlığı bulunmayan kişilerde inandıkları için anlık rahatlama sağlasa da önemli ruhsal sorunları olan kişilerin durumunu daha da kötüleştirebilir. Bu uzmanlı ya da uzmansız asla yapılmaması gerekir, sahte bilimdir" ifadelerini kullandı ve şöyle devam etti: "İnsanlar sorunlarını kolay yoldan çözmek istiyor. Bu tarz mucizevi iddialarla çıkan yöntemler de kişiyi sömürüyor. Yapan kişi de kendi yöntemine inanıyor. Bu da aslında onun narsist ya da psikopat olduğunun göstergelerinden biri."