Almanya’nın Aschaffenburg kentinde yaşanan bıçaklı saldırı, ülkede göç ve iltica politikalarına ilişkin tartışmaları yeniden alevlendirdi.
Eski bir Afgan sığınmacı tarafından gerçekleştirilen saldırıda, bir yetişkin ve bir çocuk hayatını kaybetti. Olay, yaklaşan parlamento seçimleri öncesinde, özellikle sağ ve aşırı sağ partilerin daha sıkı göç politikalarını savunmaları için bir fırsat oluşturdu.
“Yanlış göç politikalarının sonuçlarıyla karşı karşıyayız”
Merkez sağ Almanya Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) partisinin lideri Friedrich Merz, Aschaffenburg’da yaşanan olay sonrası daha sert göç politikaları uygulanması gerektiğini belirtti. Merz, Federal Meclis’e iki önerge ve bir yasa tasarısı sunarak, yasa dışı göçmenlerin sınırdan geri çevrilmesi ve Schengen serbest dolaşım ilkesinden vazgeçilmesi gerektiğini savundu.
Merz, gazetecilere verdiği demeçte, “Almanya’da on yıldır sürdürülen yanlış iltica ve göç politikasının yıkıntılarıyla karşı karşıyayız. Başbakan olursam sınır kontrollerini derhal uygulamaya koyacağım,” dedi. Ancak Merz’in açıklamaları, aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin göç politikalarına benzerliği nedeniyle tartışmaları beraberinde getirdi. Sol partiler, Merz’in söylemlerinin CDU’nun AfD ile iş birliğine açık olduğu izlenimini verebileceğinden endişe ediyor.
Aşırı sağcı partiye destek artıyor
Aşırı sağcı AfD, Almanya’daki göç karşıtı söylemleriyle dikkat çekerken, kamuoyu yoklamalarında CDU’nun ardından ikinci sıraya yükseldi. AfD parlamento grubundan Bernd Baumann, CDU’nun önerilerine destek vereceklerini açıklayarak, “Bu politikalar aslında bizim taleplerimizdi. Bu nedenle lehte oy kullanıyoruz,” ifadelerini kullandı.
Yeşiller Partisi’nden Felix Banaszak ise, “AfD, CDU/CSU’nun aşırı sağ ile flört eden söylemlerinden faydalanıyor ve bu durum tehlikeli sonuçlara yol açabilir,” değerlendirmesinde bulundu.
SPD yeni yasa tasarılarıyla gündemde
İktidardaki Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD), göç ve güvenlik konularında daha önce CDU’nun engellemesi nedeniyle gerçekleştiremediği yasa tasarılarını yeniden Federal Meclis’e sunmaya hazırlanıyor. SPD Genel Sekreteri Matthias Miersch, kamu güvenliğini artıracak yeni düzenlemeler üzerinde çalıştıklarını belirterek, “Güvenlik makamlarımız için daha fazla yetki sağlayacak, biyometrik eşleştirme ve dijital verilerin incelenmesi gibi düzenlemeler içeriyoruz,” dedi.
Ancak seçimlere dört hafta kala SPD’nin, özellikle Başbakan Olaf Scholz liderliğinde, yükselen hoşnutsuzluk dalgasını aşarak seçmenleri ikna etmek için sınırlı bir zamanı kaldığı ifade ediliyor.