Türkiye’de spor bütçesi sınırlı, çoğu profesyonel lige harcanıyor
Hollanda’nın nüfusu yaklaşık 17 milyonken Türkiye’nin 85 milyonu aşması, spor başarılarını doğrudan açıklamıyor; asıl fark sistem, altyapı ve kültürde. Hollanda’da spor eğitimi okul öncesi dönemden itibaren zorunlu ve profesyonel koçlar tarafından veriliyor. Türkiye’de ise genellikle kulüplere bırakılmış, okullarda yetersiz kalıyor. Hollanda’da 10 binden fazla spor kulübü her mahallede erişilebilir tesislerle hizmet veriyor; Türkiye’de tesisler büyük şehirlerde yoğun, kırsalda erişim sınırlı. Hollanda’da bisiklet, paten, yüzme gibi sporlar günlük yaşamın parçası; fiziksel aktivite kültürü erken yaşta yerleşiyor. Türkiye’de sedanter yaşam tarzı yaygın, çocuklarda obezite oranı yüksek. Hollanda futbol akademileri Ajax, Feyenoord, PSV gibi dünya markalarıyla yetenek fabrikası gibi çalışıyor; Türkiye’de altyapı yatırımı yetersiz, çoğu kulüp borç batağında. Hollanda devleti sporu vergi indirimleri, fonlar ve ulusal politikalarla teşvik ediyor. Türkiye’de spor bütçesi sınırlı, çoğu profesyonel lige harcanıyor. Hollanda’da amatör sporlar da profesyonelce destekleniyor, katılım oranı yüzde 70’in üzerinde; Türkiye’de katılım düşük, rekabet erken eleniyor. Hollanda’da spor bilimleri üniversitelerde güçlü, veri odaklı antrenmanlar yapılıyor; Türkiye’de bilimsel yaklaşım yeni yeni yaygınlaşıyor. Sonuçta, nüfus değil, erken eğitim, erişilebilir tesis, devlet desteği ve spor kültürü Hollanda’yı önde tutuyor.
Türkiye, Hollanda'yı nasıl yakalar?
Türkiye’nin Hollanda’yı spor başarılarında yakalaması için kapsamlı bir sistem dönüşümü şart; bu dönüşüm çocukluktan erişim, bilimle destek ve devletle teşvik üzerine kurulmalı. Öncelikle okullarda ilköğretimden itibaren haftada en az üç saat nitelikli beden eğitimi dersi, profesyonel antrenörler tarafından verilmeli ve her okulda spor salonu ile saha zorunlu hale getirilmeli. İkinci olarak, her beş-on bin nüfusa bir spor kompleksi inşa edilmeli; futbol, basketbol, yüzme ve atletizm tesisleri ücretsiz ya da sembolik ücretle halka açık tutulmalı. Kulüplerin altyapı harcamaları vergiden düşülmeli, borç batağındaki kulüpler yerine Ajax benzeri devlet destekli akademi modeli yaygınlaştırılmalı. Sporu günlük yaşamın parçası yapmak için bisiklet yolları, yürüyüş parkurları ve okul-servisi yerine yürüyüş teşviki gibi politikalar uygulanmalı; çocuk obezitesiyle ulusal mücadele başlatılmalı. Üniversitelerde spor fizyolojisi, biyomekanik ve performans analizi bölümleri güçlendirilmeli, her milli takım ve akademiye veri analisti zorunlu kılınmalı. Amatör spora katılımı artırmak amacıyla iş yerlerinde spor teşviki, vergi indirimi ve şirket ligleri düzenlenmeli; yediden yetmişe herkesin en az bir branşta lisanslı olması hedeflenmeli. Son olarak, Gençlik ve Spor, Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlıkları ortak koordinasyonunda 2035’e uzanan Spor Gelişim Stratejisi hazırlanmalı ve yıllık raporlarla ilerleme izlen





