Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Francis'in 14 Şubat'tan bu yana solunum yollarında yaşadığı krizler sebebiyle hastanede yattığı ve şu anki durumunun stabil ve iyileşme yönünde olduğu bilinirken, kendisinin Türkiye'ye seyahat etmek istediği açıklandı.
Papa'nın gerçekleştirmek istediği Türkiye ziyaretinin sebebi ise Birinci İznik Konsili'nin yapıldığı Bursa'nın İznik ilçesine Hristiyan piskoposlar konseyinin 1700'üncü yıldönümü kutlaması olarak biliniyor. Papa'nın Türkiye ziyareti Mayıs ayı için planlanmışken Vatikan yetkilileri, Papa'nın Mayıs ayından sonraya ertelense bile seyahatin gerçekleştirilmesi için baskı yapacağını tahmin ediyor.
Fener Rum Patriği Bartholomeos açıklamıştı
Fener Rum Patriği Bartholomeos, geçtiğimiz yıl Papa Francis'in Türkiye'yi ziyaret etmeyi planladığını ve ziyareti organize etmek üzere bir komite oluşturulduğunu ve Vatikan'ın da bu konuda yakında Türk hükümetiyle temasa geçeceğini söylemişti. Geçtiğimiz Aralık ayının sonunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edilen Bartholomeos, 1700'üncü yılı kutlanacak Birinci İznik Konsili ve Papa'nın ziyareti hakkında konuşulduğunu bildirmişti.
Katolik Papa Ortodoks Patriği niye ziyaret etmişti?
Papa Francis’in 2014 yılında gerçekleşen ve dünya kamuoyunda büyük ilgi uyandıran Ortadoğu gezisinin ardından geçen Vatikan’da tarihi bir zirve toplanmıştı. Papa Francis’in daveti üzerine Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas ile İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres, Vatikan Bahçeleri’nde bir araya gelerek barış için dua etmişlerdi. Duadan sonra ise iki lider kendilerine ayrılan odada baş başa bir görüşme yapmıştı. Vatikan’ın böyle bir zirveye ev sahipliği yapması tarihte eşine az rastlanır bir olaydı. Ancak en az bunun kadar önemli olan bir başka nokta da zirvede Fener Rum Patriği Bartholomeos’un da yer almasıydı. Vatikan’ın özellikle üzerinde durduğu “Doğu ve Batı kiliseleri arasındaki birliğin yeniden sağlanması” faaliyetleri, Papa Francis’in çabalarıyla daha da yoğunlaşmıştı.
Fener Rum Patriği yıllardır ekümeniklik iddiasında
"Fener Patrikhanesi, “ağabey” olduğunu söylese de Ortodoks dünyasında mutlak yetkilere sahip değil. Vatikan’ın Katolik dünyasındaki yetkileri gibi yetkileri yok. Ortodoks dünyasında, 14 bağımsız kilise var. Fener, bunlar arasında “eşitler arasında birinci” olarak kabul ediliyor. Diğerleri, Fener’e “ağabey” dese de Fener’in gerçek anlamda liderliğini hiçbiri kabul etmiyor. Fener’i Ortodoks dünyasının gerçek lideri yapmaya çalışanlar, Ortodoks mezhebinden olmayan Abd yöneticileri olarak biliniyor. Abd 1940’lardan beri, Doğu Avrupa ve Balkanlar’daki Ortodoks halkları, etkisi altına almak için Fener Patrikhanesi’ni kullanıyor. Bu politikayı daha iyi uygulayabilmek için de onun diğer Ortodokslar tarafından lider olarak tanınmasını istiyor. Türkiye’ye de “Fener’i ekümenik olarak tanıyın” yönünde baskı yapması, bundan kaynaklanıyor. “Evrensel” anlamına gelen ekümenik kelimesinin buradaki anlamı, Fener’in bütün Ortodoksların lideri olarak tanınması. Türkiye ise Lozan Antlaşması çerçevesinde, Fener Patrikhanesi’ni, Türkiye’deki Rum Ortodoks cemaatin dini kurumu olarak kabul ediyor, Fener’in Vatikanvari yetkilere kavuşmasını istemiyor.
Yasa ne diyor?
Patrikhanede dini ve ruhani seçimlere katılacak ve seçilecek kişilerin Türk vatandaşı olmaları ve seçim sırasında Türkiye'de görevli bulunmaları gerekmektedir. Bu husus da Patrikhanenin ekümenik sıfatının bulunmadığının açık bir göstergesidir. Sonuç olarak; Lozan Anlaşması tutanakları ile yargı kararlarında Fener Rum Patrikhanesinin 'ekümeniklik' iddiası hukuki gerçeklerle bağdaşmamaktadır