Yapay zeka empati yapabilir mi?

Abone Ol

Günümüz teknolojisi, yapay zekayı sadece hesap yapan bir araç olmaktan çıkardı. Artık şiir yazıyor, resim çiziyor, bizimle sohbet ediyor. Hatta kimileri, bir gün psikologların, öğretmenlerin, hatta dostlarımızın yerini alabileceğini düşünüyor. Peki, bu denli "akıllı" bir sistem, gerçekten anlayabilir mi? En önemlisi, empati kurabilir mi?

Empati, bir duyguyu sadece bilmek değil, onu derinden hissedebilmektir. Karşınızdakinin dünyasına girip, onun içinden geçeni sezebilmek… Yapay zeka ise verilerle çalışır. Milyonlarca örneği analiz ederek en olası duyguyu tahmin eder. Ama bu tahminin içinde kalp atışı yoktur.

Bir annenin çocuğuna bakarken gözündeki nem, bir dostun omzuna elini koyarken hissettirdiği o titrek dokunuş… Bunlar, yapay zekanın veri satırlarında bulamayacağı, hatta taklit edemeyeceği detaylardır.

Elbette bir algoritma "üzgünüm" diyebilir, hatta ses tonunu bile ayarlayabilir. Ancak o üzgünlüğün gerçekliği yoktur. Çünkü yapay zekanın başı ağrımaz, kalbi kırılmaz, hayal kırıklığına uğramaz. O sadece bizim hissettiğimizi öğrenebilir; bizim gibi hissedemez.

Bazı teknoloji şirketleri empatiyi "öğretilebilir" bir beceri gibi sunuyor: Veriyi yükle, davranışı kopyala. Oysa insan olmak, doğru cümleyi kurmaktan fazlasıdır. Bazen yanlış zamanda bile, yürekten gelen bir bakışla var olabilmektir. Yapay zeka duygularımızı tanıyabilir ama bizimle aynı anda ağlayamaz.

Bu, yapay zekaya düşman olduğumuz anlamına gelmez, asla. Hayatımızı kolaylaştıran sayısız faydası var. Ancak unutmamalıyız ki: Empati, veriyle değil, vicdanla çalışır. Ve vicdan, kodla değil, kalple yazılır.
Günün birinde yapay zeka bizi anladığını söyleyebilir. Ama bir gün gerçekten "anlarsa", yani sadece taklit etmekle kalmayıp içselleştirmeyi başarırsa, işte o zaman insanlık tanımımızı yeniden yazmak zorunda kalırız. O zamana kadar, empati hala insana özgü en kıymetli "yazılımdır". Ve en güzeli, güncellenemez.