Kooperatif soruşturması kapsamında tutuklu bulunan İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin önceki dönem başkanı Tunç Soyer, SÖZCÜ yazarı Saygı Öztürk’e yaptığı açıklamada, 155 gündür “nitelikli dolandırıcılık” suçlamasıyla cezaevinde bulunduğunu ancak dosyada suçlamayı destekleyecek hiçbir unsur bulunmadığını söyledi.
1 Temmuz’da İzmir’de yapılan operasyonla 65 kişinin gözaltına alındığını, 11 kişinin tutuklandığını hatırlatan Soyer, son iki duruşmada 8 kişinin tahliye edildiğine dikkat çekti. İzmir eski Genel Sekreteri Barış Karcı ve İZBETON eski Genel Müdürü Heval Savaş’la birlikte hâlâ tutuklu bulunduklarını belirtti.
“İddianame, çıkar elde etmediğimi kendisi yazıyor”
Soyer, iddianamedeki çelişkilere dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
“Bu suç ekonomik çıkar elde etmek için hile yapmayı gerektiriyor. Ama iddianame hem kişisel menfaat elde etmediğimi yazıyor hem de bu suçu kimin lehine işlediğimi açıklamıyor. Hile kısmı ise hiç yok. Çünkü gizli saklı hiçbir şey yapmadım; tam tersine projeyi duyurmak için açık çalışmalar yürüttüm. Ne tanık, ne delil, ne tek kuruş… Hiçbir şey yok.”
Soyer, İçişleri Bakanlığı’nın projeye ilişkin soruşturma izni vermediğini, Danıştay’ın da “dolandırıcılık, görevi ihmal veya görevi kötüye kullanma yoktur” diyerek bunu reddettiğini hatırlattı.
“Bu sadece bana yönelik değil, ülkedeki adaletsizlik iklimi derinleşiyor”
Tutukluluğunun yalnızca bireysel bir hukuki süreç olmadığını söyleyen Soyer, adalet sistemine duyulan güvenin toplum genelinde sarsıldığını şu sözlerle vurguladı:
“Adliye ve cezaevlerinin yarattığı tablo, ülkede hukuka olan inancın ne kadar zayıfladığını gösteriyor. Bu iklimi değiştirmek için önce hakikati göstermek, sonra korkmadan mücadele etmek gerekiyor.”
Soyer, hem sağduyu hem de toplumsal dayanışmanın gerektiğini, halkın değişimin mümkün olduğuna ikna edilmesinin önemini vurguladı.
“Kooperatifçilik, Türkiye için çözüm olabilir”
Soyer, Birleşmiş Milletler’in 2025’i “Kooperatifçilik Yılı” ilan ettiğini hatırlatarak, Türkiye’de derinleşen barınma sorununun çözümü için kooperatifçiliğin önemli bir araç olabileceğini söyledi. Yerel yönetim–hükümet işbirliği ile güçlü bir model kurulabileceğini ifade eden Soyer, şunları kaydetti:
“Müteahhit kârının ortadan kalktığı yapı kooperatifçiliği, hem dar gelirli hem de yok olan orta sınıf için kalıcı çözümler üretebilir.”
“CHP’nin görevi yapıcı, kurucu politikalar üretmektir”
CHP’nin 39. Kurultay’da yeni yönetim kadrolarını belirlediğini anımsatan Soyer, partinin tarihsel misyonuna vurgu yaptı:
“CHP’nin; adil yargılanma hakkından barınma sorununa, gelir adaletsizliğinden kamucu ilkelere kadar her alanda yapıcı ve kurucu politikalar üretmesi gerekiyor. Bu değişimi başaracağımıza inancım tamdır.”