DÜNYA

Trump'ın istediği iddia edilen Beylikova'daki nadir toprak elementleri neden önemli?

Beylikova'daki nadir toprak elementlerinin ABD ile pazarlık konusu yapıldığı iddiası gündemde. Uzmanlara göre rezervlerin büyüklüğü kadar üretim kapasitesi de stratejik açıdan önem taşıyor.

Abone Ol

ABD Başkanı Donald Trump, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 25 Eylül'deki görüşmesi öncesi gündeme taşınan Eskişehir Beylikova'daki nadir toprak elementleri rezervine ilişkin iddialar, muhalefetin son açıklamaları ve Bloomberg kaynaklı haberle yeniden gündemin üst sıralarına çıktı.

Bloomberg: Beylikova rezervleri için ABD ile iş birliği görüşmelerine başladı

Özgür Özel, 7 Ekim'de partisinin TBMM grubunda yaptığı konuşmada "Türkiye NTE'lerle ilgili ayağa kalkmalı; Erdoğan kendi geleceği için bu ülkenin nadir elementlerini satamaz" diyerek iktidara yüklendi. Aynı gün CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, Sayıştay bulgularını anımsatıp endüstriyel tesise geçişte ilerleme olmadığını ve "ham cevherin ucuza ihracı" riskini X hesabında dile getirdi. Öte yandan Bloomberg'e dayandırılan haberlerde, Çin ve Rusya ile tıkanan temasların ardından Ankara'nın Beylikova rezervleri için ABD ile iş birliği görüşmelerine başladığı belirtildi.

Elementler, yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminden depolamaya, savunma sanayiine kadar çok geniş bir kullanım alanında vazgeçilmez girdiler oluşturuyor

Peki NTE'ler ne anlama geliyor, Türkiye'nin rezervi küresel rekabette ne ifade ediyor, uzmanlar hangi uyarıları yapıyor? NTE'ler lantanidler ile itriyum ve skandiyumu kapsayan 17 elementten oluşuyor. Manyetik, optik ve katalitik özellikleri nedeniyle elektrikli araçlardan rüzgar türbinlerine, cep telefonlarından savunma sanayiine kadar çok geniş bir kullanım alanına sahip. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın hazırladığı "Nadir Toprak Elementleri Sektör Raporu"nda NTE'ler "yüksek teknoloji, savunma ve enerji sektörleri için kritik girdiler" olarak tanımlanıyor. Enerji uzmanı Necdet Pamir, "Kritik elementler, yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminden depolamaya, savunma sanayiine kadar çok geniş bir kullanım alanında vazgeçilmez girdiler oluşturuyor" diyor. Pamir özellikle neodimyum ve disprosyumun rüzgar türbinleri ve elektrikli araç motorları için vazgeçilmez olduğunu vurguluyor. "Temiz enerji devriminde kazananlar, bu kritik minerallerin rezervini, üretimini, proses ve rafinajını kontrol eden ülkeler olacak" ifadesini kullanıyor.

ABD'nin amacı Çin'e olan bağımlılığı azaltmak

Çin nadir toprak elementlerinin yalnızca üretiminde değil, ayrıştırma ve rafinajında da küresel hakimiyet kurmuş durumda. Bu durum, Çin'i temiz enerji çağında jeopolitik ve ekonomik açıdan avantajlı kılıyor. Sanayi Bakanlığının 2020 tarihli raporunda ise yıllık ortalama 200 bin tonluk küresel üretimin yüzde 80'den fazlasının Çin'de yapıldığı bilgisi yer alıyor. ABD ve Avrupa Birliği (AB) bu tabloyu değiştirmek için yatırımlar yapıyor. Washington, MP Materials ile Savunma Bakanlığı (DoD) arasında imzalanan uzun vadeli alım anlaşmalarıyla kendi üreticilerini desteklerken, 30 Nisan 2025'te Ukrayna ile kurulan ortak yatırım fonu ile kritik minerallerde yeni tedarik hatları kurmayı hedefliyor. Avrupa Birliği ise 2024'te yürürlüğe giren Kritik Hammaddeler Yasası çerçevesinde Fransa'daki Solvay tesisine ve Estonya'daki yeni mıknatıs üretim tesisine destek sağlayarak Çin'e bağımlılığı azaltmayı amaçlıyor. Oğuz Türkyılmaz, nadir toprak elementlerinin çıkarılmasının çevresel ve toplumsal açıdan da ciddi riskler barındırdığını vurguluyor. Türkyılmaz'a göre izin süreçlerinden sondaj ve üretime kadar birçok aşamada bilimsel ve teknik kurallara uyulmaması, işçi ve saha güvenliğinin yeterince sağlanmaması halinde sorunlar yaşanabilir. Uzmanlar, atıkların toplanmaması ve işletme sonrası alanların rehabilite edilmemesinin ise kimyasal atıklarla dolu çukurların kalmasına yol açabileceğine dikkati çekiyor. Uzmanlar, Türkiye'nin büyük rüzgar ve güneş enerjisi potansiyelini elektrik üretimi için değerlendirmeye yöneldiğinde, rüzgar türbinleri ve güneş panellerinin imalatında da bu madenlere ihtiyacı olacaktır diyorlar. Zaman içinde yurt içi üretimin savunma veya enerji sektörlerine tahsis edilmesi halinde, hammadde yokluğu nedeniyle üretimleri aksayacak özel şirketlerle çıkar çatışmaları olması kaçınılmazdır yorumu ise yine uzmanların değerlendirmeleri arasında yer alıyor.