İZMİR

İzmir'in tarım arazileri tehlike altında!

İzmir Ticaret Borsası (İTB) Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, barajlardaki düşük su seviyelerinin tarımsal sulamayı tehdit ettiğini vurgulayarak, "İzmir'de halen yaygın olan vahşi sulama yöntemi, birkaç on yıl içinde verimli tarım alanlarını üretim dışı bırakabilir" uyarısında bulundu.

Abone Ol

Ege Bölgesi, bu yaz mevsim normallerinin altında kalan yağışlar ve yüksek sıcaklıklarla mücadele ederken, kuraklık tarımsal üretimi ciddi şekilde etkiliyor. İzmir Ticaret Borsası Başkanı Işınsu Kestelli, yaşanan iklimsel dengesizliklerin tarla bitkilerinde verim kayıplarına yol açtığını ve sulama ihtiyacının arttığını belirtti.

"Pamuk, mısır ve domates gibi ürünler risk altında"

Kestelli, sulama ihtiyacı yüksek olan pamuk, mısır ve domates gibi ürünlerin gelişim sürecinde olduğunu hatırlatarak, “Bu iklimsel olumsuzluklar, verim kayıplarını kaçınılmaz hale getiriyor” dedi. Orman yangınlarının da kırsal kesimde hayvancılığı etkilediğini dile getiren Kestelli, üreticilerin ahır, yem ve yaşam alanlarında zarar gördüğünü, bunun da kırsalda sosyoekonomik ve psikolojik yıkıma neden olduğunu söyledi.

"Su stresi verimi ve kaliteyi düşürüyor"

Bu yaz yaşanan kuraklık, tarla bitkilerinde hem verim hem kalite kayıplarına neden oldu. Kestelli, su stresinin pamukta lif kalitesini, mısırda koçan doluluğunu, buğday ve arpada dane tutumunu düşürdüğünü ifade etti. “Yeterli suyu alamayan bitkiler daha kısa boylu, zayıf yapılı ve düşük verimli hale geliyor” diyen Kestelli, yaşanan su stresinin birçok üründe fiziksel bozulmalara yol açtığını vurguladı.

"Barajlardaki düşüş tarımsal sulamayı tehdit ediyor"

Kestelli, baraj doluluk oranlarının düşüklüğünün çiftçileri yer altı sularına yönlendirdiğini, ancak bunun sürdürülebilir olmadığını belirtti:

“Her yıl daha derinlerden su çekilmesi hem kaliteyi düşürüyor hem de enerji maliyetlerini artırıyor. Kontrolsüz şekilde kullanılan yer altı suları zamanla kendini yenileyemez hale geliyor. Bu kısır döngü kırılmazsa, birçok bölgede tarım durma noktasına gelebilir.”

"Vahşi sulama İzmir’in geleceğini tehdit ediyor"

İzmir'de halen yaygın olan vahşi sulama yönteminin, suyun yaklaşık %60’ını boşa harcadığını ifade eden Kestelli, bu yöntemin toprakta tuzlanma, erozyon ve kimyasal kirlilik gibi sorunlara da neden olduğunu söyledi:

“Bu yöntemle devam edilirse İzmir'in verimli tarım alanları birkaç on yıl içinde üretimden düşebilir. Bu sadece bir su sorunu değil, aynı zamanda ekonomik ve çevresel bir felakettir.”

"Üretim desenleri değişebilir"

Kestelli, su kaynaklarının azalmasının İzmir'de tarımsal üretim desenlerini değiştireceğini ve bazı ürünlerin yetiştirilemez hale geleceğini belirtti. Gıda arz güvenliği ve kırsal ekonominin sürdürülebilirliği açısından bu durumun büyük tehdit oluşturduğuna dikkat çekti.

"Zaman daralıyor, suyu merkeze alan bir tarım politikası şart"

Kestelli, tarımda kuraklıkla mücadele için kısa, orta ve uzun vadeli stratejilere ihtiyaç olduğunu belirtti:

  • Kısa vadede: Modern sulama tekniklerine geçişin teşvik edilmesi, çiftçilere eğitim verilmesi, kuraklıktan etkilenen üreticilerin zararlarının karşılanması.

  • Orta vadede: Suya göre planlanmış ürün desenleri, kuraklığa dayanıklı tohumların teşviki, modern altyapı yatırımları.

  • Uzun vadede: Su merkezli tarım politikaları, akıllı sulama sistemleri, yapay zekâ tabanlı uygulamalar, üniversite-özel sektör-çiftçi iş birliği.

“Zaman daralıyor. Ya suyu akıllıca kullanıp tarımda bereketi koruyacağız ya da gelecekte kurak topraklarda kaybolan fırsatları konuşacağız.”