İzmir’in dönüşüm hikayesi: Plan mı tesadüf mü?

Abone Ol

İzmir, son yıllarda adeta kendi kabuğunu kırmaya çalışan bir organizma gibi. Kimi yerde göğe yükselen yeni kuleler, kimi yerde yerinde dönüşümle yenilenen mahalleler, kimi yerde ise yıllardır bekleyen imar planları… Şehrin silueti, her geçen gün yeni bir çizgiyle değişiyor. Bu tablo, bizlere ister istemez şu soruyu düşündürtüyor: İzmir gerçekten bütüncül bir planla mı dönüşüyor, yoksa bu büyük değişim biraz da piyasanın ve tesadüflerin akışına mı bırakılmış durumda?

Aslında şehrin dönüşümünde her iki dinamiğin de izlerini görmek mümkün. Bayraklı’da yükselen iş kuleleri, kentin kuzeye doğru gelişimini işaret ederken; Bornova’daki üniversite odaklı yoğunluk, güneyde Buca–Torbalı hattındaki genişleme ve sahil ilçelerindeki yazlık–kalıcı yaşam dönüşümü, İzmir’in çok yönlü bir büyüme içinde olduğunu gösteriyor. Ancak bu büyümenin tek bir akıl ve estetik çatı altında ilerlediğini söylemek pek mümkün değil.

Özellikle kentsel dönüşüm süreci, bu ikilemin en belirgin parçası. Bazı bölgelerde ada bazlı, altyapı ve sosyal donatılarla birlikte düşünülmüş projeler görülüyor. Ama ne yazık ki pek çok yerde hala parsel parsel, birbirine eklenmeyen ve mahalle dokusunu zayıflatan uygulamalar öne çıkıyor. Bu durum, şehri daha yaşanabilir kılmak yerine, estetikten yoksun, karmaşık ve yamalı bir görüntüye sürüklüyor. Adeta dikiş tutmayan bir kumaş gibi.

Şehrin dönüşüm hikayesinin en kritik sınavı ise deprem gerçeği. Sağlam zemin, doğru yoğunluk ve şeffaf denetim olmadan atılan her adım, gelecek için yeni sorunlar doğuruyor. Eğer bir planın özü insan hayatını ve güvenliğini korumak değilse, betonun şekli ne olursa olsun sonuç değişmiyor; risk olduğu gibi kalıyor.

İzmir’in dönüşümünde tesadüfün payı inkar edilemez; ancak kalıcı ve sağlıklı bir gelecek için planın daha güçlü ve yönlendirici olması şart. Kent sadece binalardan ibaret değil; ulaşımından altyapısına, kültüründen mahalle yaşamına kadar bir bütün. Bu bütün göz önünde bulundurulmadıkça, İzmir’in dönüşüm hikayesi yarım kalmaya ve şehre gerçek anlamda değer katmaktan uzak olmaya mahkum kalacak.