Diyarbakır’da Gazeteciler Cemiyeti Ödül Gecesinde Birlik Mesajı: Terörsüz Türkiye Umudu

Abone Ol

DİYARBAKIR – Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nin 39. kez düzenlediği “Geleneksel Başarılı Gazeteciler Ödül Töreni”, kentteki tüm renklerin bir araya geldiği, güçlü bir birlik atmosferinde gerçekleştirildi.
Gazeteciler, siyasetçiler, sivil toplum temsilcileri ve sanatçılar aynı salonda buluştu.
Gecenin ana mesajı ise netti:
Barış, farklı seslerin aynı sofrada oturabildiği yerde filizlenir.

Birlikte Güçlü Türkiye

Tören, yalnızca bir ödül gecesi değildi.
Diyarbakır, o akşam yeniden birlik ve dayanışmanın önemini hissettirdi.
Gazeteciler, “birlikte güçlü olacağız” vurgusuyla aynı masada otururken, yıllardır süregelen arayış da sessizce yankılandı:
Gerçek barış, unutarak değil – yüzleşerek mümkündür.

Barış yalnızca siyasi bir kelime değil; toplumsal bir sınavdır.
O sınavda en büyük görev yine basına düşüyor.
Çünkü barış, kalemden başlar.
Bir gazetecinin en büyük ödülü, farklılıkları kucaklayan bir kelimenin gücüdür.

Gazeteciliğin Sınavı: Alkış Değil Vicdan

39 yıldır aralıksız düzenlenen bu tören, bölge basınının emek dolu mücadelesinin bir yansıması.
Ancak, bir gazetecinin en büyük başarısı aldığı ödül değil; adaletsizliğe sessiz kalmamasıdır.
Basın, sadece haber yapmakla değil, hafızayı diri tutmakla da sorumludur.
Gecede atılan her alkış, aslında yıllardır susturulan seslerin duyulma umuduydu.

Rojin’in Hikayesi: Bir Baba, Bir Şehir, Bir Yara

Törenin kalabalığı içinde, bir köşede sessizce oturan bir baba vardı.
Nizamettin Kabaiş, üniversite öğrencisi kızı Rojin Kabaiş’in ölümüyle ilgili hâlâ adalet bekliyordu.
“Rojin intihar etmedi, katledildi. Gerçeğin ortaya çıkmasını istiyorum.”
Bu cümle, gecenin alkışlarını susturacak kadar güçlüydü.

Bir baba, kızının ardından yıllardır aynı cümleyi kuruyorsa;
orası yalnızca bir tören salonu değil, adaletin eksik kaldığı bir ülke aynasıdır.

Gazeteciler, bu sesi duymalı.
Çünkü gerçek gazetecilik, bazen bir mikrofon değil, bir yürekle yapılır.
Barışın yolu da adaletten geçer;
adalet olmadan barış sadece bir kelimedir.

Birlik, Vicdan ve Terörsüz Türkiye Umudu

Diyarbakır’da o gece, bir yanda ödüller dağıtıldı, bir yanda bir babanın yüreği konuştu.
Bu iki tablo arasında Türkiye’nin vicdanı duruyordu.
Gazeteciler, sanatçılar, siyasetçiler bir aradaydı; ama en önemli davetli yine adaletti.

Gerçek barış bir gecede değil, vicdanda başlar.
Ve o vicdanın sesi Rojin’in babasının sözlerinde hâlâ yankılanıyor:
“Katiller bulunsun!”

Birlik, adalet ve kardeşlik içinde —
Terörsüz, özgür ve güçlü bir Türkiye dileğiyle…