Bir Cumhuriyetin Bedeli: Kanlı Noel’in Acısından, Denktaş’ın Direnişinden, Ecevit–Erbakan Kararlılığından Doğan KKTC

Abone Ol

15 Kasım 1983, yalnızca bir devletin ilan edildiği tarih değildir.
Bu topraklarda yükselen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, çocukların susturulduğu, annelerin gözyaşıyla yoğrulan, yüzlerce şehidin kanıyla yazılan bir tarihin içinden yükseldi.

Kıbrıs Türk halkı, yıllarca yok sayıldı, ayrımcılığa uğradı, saldırılara maruz kaldı.
Bu tarihin en karanlık, en kanlı sayfalarından biri 21 Aralık 1963 – Kanlı Noel gecesidir.

Kanlı Noel: Bir Milletin Yüreğini Yakan Gece

Rum saldırı birlikleri, “Akritas Planı” kapsamında Türkleri adadan silmek için harekete geçti.
O gece kadınlar, çocuklar, yaşlılar acımasızca hedef alındı.
Bir millet “kaderine terk edilmiş” gibi yalnız bırakılmıştı.

İlhan Ailesi: Acının Sessiz Tanığı

Kanlı Noel’in en acı hikâyesi İlhan Ailesi’nin evinde yaşandı.
Mürüvvet İlhan ve üç küçük çocuğu, yataklarında, sadece Türk oldukları için katledildi.

Bu saldırı sadece bir aileyi değil; bir halkın vicdanını paramparça etti.

Bu acı, yıllar sonra bir cumhuriyete dönüşecek olan direniş ruhunu ateşledi.

Rauf Denktaş: Bir Halkın Avukatı, Lideri, Vicdanı

Karanlığın ortasında halkını yalnız bırakmayan, her platformda haklarını müdafaa eden bir lider vardı:

Rauf Raif Denktaş

Uluslararası arenada çoğu zaman tek başına mücadele etti, konuştu, yazdı, direndi.
Denktaş’ın davası bir siyasi mücadele değil; var olma mücadelesiydi.

Onun sözleri bugün bile Kıbrıs Türk halkının kalbinde yankılanır:

“Kıbrıs Türktür, Türk kalacaktır.”

Ecevit ve Erbakan: Tarihi Değiştiren Karar

1974’e gelindiğinde Rumların saldırıları dayanılmaz bir hâl almıştı.
Ada üzerindeki darbe girişimi, Türk halkını tamamen yok etme planlarının son adımıydı.

Bu kritik dönemde Türkiye’de iki önemli isim tarihi bir sorumluluk üstlendi:

Bülent Ecevit – Başbakan

Necmettin Erbakan – Başbakan Yardımcısı

Fikir ayrılıkları olsa da Kıbrıs konusunda tek yürek oldular.
Çünkü mesele ideoloji değil, bir milletin hayat mücadelesiydi.

Her türlü uluslararası baskıya rağmen, adaya müdahale kararı aldılar.
Bu karar bugün bile Kıbrıs Türklerinin hayatta kalmasını sağlayan en kritik dönüm noktasıdır.

“Ayşe tatile çıksın” – Özgürlüğün Parolası

20 Temmuz 1974 sabahı Türk ordusunun Kıbrıs Barış Harekâtı’nı başlatması için kullanılan parola tarihe geçti:

“Ayşe tatile çıksın.”

Bu masum cümlenin ardında büyük bir karar, büyük bir operasyon ve büyük bir umut vardı.

Parola duyulunca Türk ordusu adaya doğru hareket etti.
Ve o gün, yıllardır zulüm altında yaşayan Kıbrıs Türk halkı için güneş yeniden doğdu.

20 Temmuz’dan 15 Kasım’a: Bir Devletin Doğuşu

1974’ten sonra Kıbrıs Türk halkı yavaş yavaş yaralarını sardı.
Köyler yeniden kuruldu, hayat yeniden başladı.
Rum baskısı ve uluslararası izolasyon sürse de halk özgür bir nefes almanın değerini bildi.

Ve o tarihi gün geldi…

15 Kasım 1983

Rauf Denktaş, bütün baskılara, ambargolara, engellemelere rağmen dünyanın karşısına geçti ve:

“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurulmuştur.”
dedi.

Bu cümle, Kıbrıs Türk halkının tüm acılarının, tüm kayıplarının, tüm direnişinin taçlandığı gündü.

Bugün: Bayrak Göklerde, Acı Yüreklerde, Onur Tarihte

Bugün KKTC bayrağı özgürce dalgalanıyorsa:

• İlhan Ailesi’nin susturulan çocuklarının,
• Kanlı Noel’de hayatını kaybeden masumların,
• Mücahitlerin cesaretinin,
• Denktaş’ın direnişinin,
• Ecevit ve Erbakan’ın tarihi kararlılığının,
• “Ayşe tatile çıktı” ile başlayan özgürlük yolculuğunun
sayesindedir.

Bu cumhuriyet, bedeli ağır ödenmiş bir cumhuriyettir.

Unutmuyoruz… Unutmayacağız…

Kanlı Noel’de vurulan çocukları,
İlhan Ailesi’nin üç meleğini,
Mücahitleri, Mehmetçikleri,
Rauf Denktaş’ın ömrünü adadığı davayı,
Ecevit ve Erbakan’ın cesur kararını…

Biz bu cumhuriyetin değerini biliyoruz.

15 Kasım KKTC Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun.
Özgürlüğün, direnişin, barışın ve kardeşliğin Cumhuriyeti…
KKTC’ye selam olsun.