Barım, tutukluluğunun 19 Mart süreciyle bağlantılı olduğu iddialarına tepki gösterdi:
“Eğer tutuklanmamın sebeplerinden biri bu süreçtiyse, ben bir sektör adına burada rehin tutuluyorum demektir. Bir insanın hayatı ile böyle oynanabilir mi? Tüm sektörün benim bir lafımla hareket edeceğini düşünebilmek de başlı başına bir hayal gücü. Benim böyle bir etkim yok ve sektör de böylesine kolayca yönlendirilemez.”
“Sektör bana sahip çıkmadı”
En büyük kırgınlığının kendi sektöründen geldiğini söyleyen Barım, sessizliği ikinci bir yas gibi yaşadığını belirtti:
“Çalmadığım kapı kalmadı, ‘Lütfen gerçeği açıklayın, oyuncuları kim seçiyor?’ dedim. Ama iki yapımcı dışında kimse karışmak istemedi. Bana sahip çıkmadılar, bunu ömrüm boyunca unutmayacağım.”
Sağlık sorunları ağırlaşıyor
Cezaevinde ciddi sağlık problemleri yaşadığını dile getiren Barım, ölüm riskiyle karşı karşıya olduğunu aktardı:
“Hipertrofik kardiyomiopati teşhisi konmuştu ve acilen ameliyat olmam gerekiyordu. Cezaevi sürecinde dört ayda yedi kere bayıldım. Beynimde yeni bir anevrizma oluştu ve mevcut stentlere çok yakın. Ameliyat sonrası cezaevi koşullarında iyileşmem mümkün değil. Burada nefes alamıyorum, vücudum çok güçsüz.”
“Ben her zaman apolitiktim”
Hakkındaki suçlamaları anlamlandıramadığını belirten Barım, siyasetten uzak bir yaşam sürdüğünü ifade etti:
“Ben tek başına var olmuş, kendi halinde bir kadınım. Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya çalıştığım iddia edilemez. İşimi hiçbir zaman siyasi bir duruşun gölgesinde yapmadım.”
Gezi iddiaları ve Osman Kavala ilişkisi
Gezi Parkı protestolarına yalnızca oyuncularının yanında olmak için katıldığını ve Osman Kavala ile tanışmasının Gezi’den sonra gerçekleştiğini anlattı.
Cezaevinde ağırlaşan yaşam koşulları
Barım, sağlıksız yemekler nedeniyle 30 kilo verdiğini ve kas kaybının çok fazla olduğunu söyledi:
“Avluda yürüyüş yapıyorum ama nefes darlığı nedeniyle fazla efor sarf edemiyorum. Peynir, yoğurt, yulaf, salatalık, domates ve meyveyle idare etmeye çalışıyorum.”
“Sadece özgürce yaşamak istiyorum”
Yaşadığı haksızlığa karşı umutsuzluk hissettiğini belirten Barım, tek arzusunun sağlıklı biçimde özgürlüğüne kavuşmak olduğunu söyledi:
“Hayatımda hiç ağlamadığım kadar ağladım burada. Ben sadece özgürce yaşamak istiyorum ve burada ölmek istemiyorum.”